29 Eylül 2008 Pazartesi

zor bir kaza meydana

nanılması zor bir kaza gerçekleşti. Seks yapan çifti tren ezdi.

Makinistin bütün uyarılarına rağmen raylarda sevişmeye devam eden çifti tren ezdi.

Güney Afrika'da inanılması zor bir kaza meydana geldi. Daha çok hayat kadınlarının yaşadığı tren istasyonu çevresinde bir kadınla erkek tren rayları üzerinde sevişmeye başladı.

Yük trenini kullanan makinist çifti fark edip korna çaldı ancak makinistin uyarılarına kulak vermeyen çift feci şekilde ezildi. Erkek olay yerinde can verirken, kadın ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

Mpumalanga bölgesi polis sözcüsü Abie Khoabana, "Makinistin tüm uyarılarına rağmen, çift sevişmeye devam etmiş. Zaten bu istasyondan çok az sayıda tren geçiyordu. Tren istasyonu daha çok hayat kadınlarının müşterileriyle cinsel ilişkiye geçtiği bir yer olarak kullanılıyordu" dedi.

Polis çiftin gece yarısı saat 02.00'de bir bardan ayrıldığını, kaza olana kadar kendilerinden bir daha haber alınamadığını belirtti.

3500 yılan bir evde

Yılanları öldürmek için eve gelen Dudu Miah isimli yılan avcısı, yılanları öldürmek için geldiği yaşlı kadının evinde 3 bine yakın yılan yumurtası ve küçük yılanla karşılaştı.

Şaşkınlıktan deliye dönen Dudu Miah, Narayanganj şehrindeki bir yerel gazeteye verdiği demeçte komşu evle birlikte iki evde toplam 3500'e yakın yılan ve yılan yumurtası bulduğunu belirtti.

Yılanların genellikle evlerin temelindeki toprağın altında olduğunu ve toprağı didik didik kazdığını da söyleyen Miah, çevredeki diğer evlerin altını da araştıracağını belirtti.

Başkent Dakka'nın hemen yanında bulunan Narayanganj halkı alarmda. Korkudan evlerine bile giremeyen ilçe halkı kabus günler yaşıyor...

25 Eylül 2008 Perşembe

Genç kızın ibretlik sonu..

Şehir içi dolmuşların birinde 20 yaşlarında ince elbiseler giyinmiş genç bir kız,utanma duygusunu parçalar bir şekilde,açılıp saçılmış fitne sergiliyordu.Arkasında saçı sakalı ağarmış ihtiyar,genç kızın halinden dolayı arkasında utançla oturuyordu.Kızın kulağına eğilerek edeple şöyle fısıldadı:
Ey kızım sana yakışan örtünmektir.Tesettür,insan kurtlarının iştahını kabartan bu şeffaf elbiseden daha faziletlidir.Hem bu hayâyı parçalar fitneye sürükler.
Genç kız şöyle dedi:
Sana ne?
kabrime benimle beraber mi gireceksin?cennete ve cehenneme koymak senin elinde mi?
Kız ahmaklaşmış,adamın üzerine gitmeye başlamıştı.Sonra cür’eti ve utanmaz tavırlarını artırdı,adamla alay ediyor şöyle diyordu:
Al,işte cep telefonum.Allahı arada,bana cehennemde hangi odayı ayıracağını söyle.Ve çirkin bir kahkaha attı.
Adam çekindi.Allaha sığındı.Allah bana yeter.o ne güzel vekildir dedi ve sustu.

Bu cahil kıza nasihat edeceğine pişman oldu.Sessiz geçen 10 dakikadan sonra şoför durağa gelmiş,herkes inmeye başlamıştı.herkes genç kızın da inmesini bekledi. O arabanın kapısının yakınında oturuyordu ve uyuyup kalmıştı.
Adama onu uyandırmasını söylediler. Adam çekinerek onu hafifçe sarstı ve kız yere seriliverdi.Ruhunu yaradanına çoktaaan teslim etmişti.
Yolcular,gördükleri duruma hayret ederek titrediler ve biz Allahtan geldik ona dönücüleriz dediler.
Genç kız yaratıcısıyla alay etmişti. İşte cep telefonum demişti, Allahı ara bana cehennemde hangi odayı ayıracağını söyle diyordu.Ve bu söylediklerinin ardından da Rabbine doğru yola çıkmıştı.İşte,hayatı rabbiyle dalga geçtiği sırada sonlanmıştı. Bu ibret tablosu şu hadisi hatırlatıyor.

"Şüphesiz kul ucunun nereye varacağını düşünmeden,ALLAH 'ı gazaplandıracak bir söz söyler bu sayede cehennemi boylar."

İntikamın insana yaptırdıkları

ir gün adamın teki bir emlakçıya gitmiş ve tepede gördüğü satılık evin fiyatını sormuş.. Emlakçıda ''elimde daha güzel ve ucuz evler var.. Üstelik o ev değerinden çok yüksek fiyata satılıyor daha iyi bir ev önersem istemezmisin'' demesine rağmen,adam ''teşekkür ederim ama o ev küçüklüğümden beri istediğim hayalimdeki ev türü.. Gözlerden uzak olması en önemli etken bugüne kadar hep kalabalık ortamlarda çalıştım çalıştım çalıştım.. Artık bundan sonra biriktirdiğim paramla böyle bir eve sahip olmak ve kalan hayatımı böyle sakin bi yerde geçirmek istiyorum'' demiş.Emlakçıda adama '' o ev yaşlı bir bayana ait ve ev için çok yüksek fiyat istiyor,hem evin bir çok yeri kırık dökük çatısında büyük hasar var ve bahçeside çalı çırpı içinde sonra pişman olursanız beni suçlamayın,gerekli uyarıyı yaptım'' demiş.. Adam merak etmemesini söylemiş ve yaşlı bayana telefon açıp onunla görüşmeye gittiğini söylemesini istemiş. Adam emlakçıdan çıkıp eve gitmiş.. Evin önüne geldiğinde gerçekten emlakçının dediği gibi ev ve bahçesi perişan haldeymiş.. Kapıda yaşlı kadın belirmiş ve adamı eve davet etmiş.. Adam içeri girmiş,eve eskiliği simgeleyen keskin bi koku hakimmiş ve evin içide perişan haldeymiş.. Salonda oturmuşlar ve konuşmaya başlamışlar.. Yaşlı kadın '' bu ev 100 yılı aşkın bir ev ve aslında satmayada gönüllü değilim hem fazla konuşmayı ve pazarlığıda sevmem bu ev için 1.000.000 dolar istiyorum'' demiş.. Adam büyük bir şaşkınlıkla '' Ne ? 1.000.000 dolar mı ? Bu eve bu para ama çok fazla fiyatın bu kadar yüksek olacağını ummuyodum biraz indirim yapsanız yada ödeme planını bir şekilde halletsek olmazmı ? '' demiş çaresizce.. Yaşlı kadında '' size pazarlık sevmediğimi söyledim 1.000.000 dolar ve peşin demiş..'' Adam '' lütfen bi kolaylık yapsanız inanın bu aralar nakit olarak sıkışığım ama..'' adam sözünü bitirmeden,yaşlı kadın '' Lütfen!! O zaman sizi kapıya kadar geçiriyim'' demiş.. Adamda terli ve sıkkın halde '' OFFF Tamam... İstediğiniz miktarı vericem'' demiş.. Kadın gülümseyip oturduğu yerden kalkmış ve memnun bir şekilde '' iyi o zaman size soğuk bir limonata getiriyim hem serinleriz hemde içerken sohbet ederiz'' demiş.. Mutfakta baya oyalandıktan sonra soğuk limonata getirip adama ikram etmiş yerine oturmuş ve sohbet etmeye başlamışlar.. Yaşlı kadın '' o kadar parayı böyle bir eve vermeye neden razı oldunuz öğrenebilirmiyim?'' demiş.. Adamda '' evet biraz eski olduğu ve baya bi ihtiyacı olduğu belli ama bilmiyorum bu eve çok ısındım.. çocukluğumdan beri hep böyle evde oturmayı istemiştim o yüzden,peki siz neden bu kadar fiyat istediniz evin halini bilip'' diye sormuş.. Yaşlı kadında ''bu ev bana ölen oğlumu hatırlayor,o burda doğdu burda büyüdü ve burda öldü.. Ama günden güne onu özleyip hayaliyle yaşayıp her gün ölmektense evi satmaya karar verdim.. Satmakta istemiyorum aslında ama istediğim parayı veren olursa sizin verdiğiniz kadar insan kolaylıkla herşeyden vazgeçebilir,para insana herşey yaptırır değilmi ?'' diye sorup sinsice gülümsemiş.. Adamda şüpheli bir halde '' evet.. peki oğlunuza noldu?'' diye sormuş.. Yaşlı kadın '' oğlum çok iyi bir çocuktu hemde çok.. Sözümden hiç çıkmazdı ama babası ölünce bunalıma girdi ve çok değişti.. Bir gün beni terkedip büyük şehire gitti.. Ondan aldığım tek haber 6-7 ayda bir aldığım mektuplar ve bir miktar paraydı.. Sonra bir gün elinde bir paketle çıka geldi ama başka bir insan olarak.. Ona sarılmaya kalktığımda bile beni itti ve odasına çekildi,birşeylerden kaçıyodu birşeylerden korkuyodu ve saklanmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.. Telefonla konuşurken bir gün dinlediğimde elindeki paketin çok önemli olduğunu ve milyonlarca dolar paraya bedel olduğunu bunu hemen elinden çıkarması gerektiğini söyledi.. Bir gece uyurken bir takım sesler duydum,sesler oğlumun odasından geliyordu.. Koşa koşa odasına gittim ve boğuşma sesleri duydum,kapıyı açmaya kalktım ama kapı kilitliydi.. Oğluma seslendiğimde bana anne kaç çabuk ve polise haber ver dedi.. Ve bunlar oğlumun son sözleri oldu ve silah sesi duyuldu..'' tedirginlikle dinleyen adam '' sonra noldu peki?'' diye sordu.. Yaşlı kadın '' o anda kapının kilidini kırıp içeri girdiğimde oğlumun yerde yatan cansız bedenini buldum.. Onu vuran camı kırıp kaçmıştı.. Ve her yeri karıştırmıştı,belli ki o paketi arıyodu ama bulamamıştı.. Sonra polis geldiğinde araştırma yaptı ve oğlumun bir notunu buldu.. Paketi sakladığı yeri yazıyodu.. Ve o gün herşeyi planladım ve evi satılığa çıkardım.. Çünkü oğlumu öldüren adam o paketin peşindeydi ve o paketi bulmak için tekrar geri gelip evi fiyatının 10 katı fiyatına bile olsa alacağını biliyordum.. VE SENİN GELMEN İÇİN,SENDEN İNTİKAM ALMAM İÇİN YILLARDIR BEKLEDİM ama sonuçta amacıma ulaştım.. Mezarını kendin kazdın..'' demiş adamda o an fenalaşıp '' kahretsin!! bana ne verdin sen.. Ahhh başım dönüyor seni pis yaşlı fare'' demiş ve başından sular dökülmüş gibi terlemiş ve öylece yere yığılmış,yerde adam can çekişirken yaşlı kadın '' Bu bir kızıldereli zehiri eskiler iyi bilir en fazla 10 dk içinde insanı öldürür ve seninde sadece 2-3 dk an kaldı..'' demiş ve yaşlı kadın adama büyük bir kin ve gülümsemeyle bakıp kendi zaferini kutlar gibi ölmesini izlemiş..


Gerçekten size ilginç geldiyse yorumlarınızı bekliyorum...

Delirten Olay

Köyün birinde genç bir kadın yalnız başına mısır tarlasında çalışırken, kolunu bir mısır kabuğu kesmiş. Kesik bayağı derinmiş. Kolunda şiddetli bir kanama başlamış. Kadıncağız da kan görmeye dayanamazmış. Hemen oracıkta, olduğu yere bayılıvermiş. Bir süre sonra ayılmış ve evine dönmüş.

Aradan epey bir zaman geçmiş. Kadının yarası kapanmış ama kolu şişmeye başlamış. Sürekli bir karıncalanma hissi varmış kesiğin olduğu yerde. Durum böyle olunca, kadını doktora ***ürmüşler. Doktor muayene etmiş ama bir şey bulamamış. Kesiğin mikrop kaptığını, bunun sonucunda da deri altında iltihap oluştuğunu düşünerek, şiş bölgeyi kesip içindeki iltihabı akıtmaya karar vermiş. Şişkin yere neşteri vurmasıyla kadının kolundan binlerce minik akrep dışarı fırlamış. Tabii kadın oracıkta kafayı yemiş.
Meselenin aslı sonradan anlaşılmış. Meğer mısır tarlasında kadın baygınken bir akrep kadınının kesik koluna yumurtalarını bırakmış. Minik akrep yavruları da yumurtalarından çıkmış ve kadının kolunda gelişmeye başlamış. Gerisi de malum işte. Kadıncağız hala akıl hastanesinde, "Kolum şişti, kolum şişti" diye dolaşıyormuş...

24 Eylül 2008 Çarşamba

tellere takılan dev yılan -18





evet arkadaşlar bakıpta korkmamak elde değil gerçekten

Ayakları ters garson


Çin’in Chongqing şehrindeki 27 yaşındaki kadın garson Wang Fang, doğuştan ayakları ters olmasına rağmen meslektaşlarından daha hızlı çalışıyor. İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre, kendisine sakatlık maaşının bağlanmasını reddeden Fang, tüm çalışanlardan daha sağlıklı olduğunu iddia ediyor. Doğuştan ters ayaklı olan Fang için doktorlar yürüyemez demiş ancak 5 yaşında bir oğlu olan kadın, “Ben de herkes gibiyim. Sadece ayakkabılarımı ters giyiyorum o kadar” dedi.

dev kadının sonu


Dünya şimdi Kafkaslar'da bundan sonra olacakları tartışıyor. Amerikan halkı ise Sandy Allen'ı konuşuyor. "Dev kadın" Sandy Allen'ın 53 yaşında ölmesi herkesi şaşkına çevirdi.

* Dünyanın en uzun boylu kadını öldü. 2.31 metre boyuyla dünyanın en uzun kadını olan Sandy Allen (53), Abd'nin Indiana eyaletindeki bir bakım evinde öldü. Kan zehirlenmesi, şeker, nefes alma problemi ve böbrek yetersizliği ölüm nedenleri arasında sayıldı.

Arkadaşı Rita Rose, 53 yaşındaki Sandy Allen'in doğum yeri olan Shelbyville kasabasındaki huzurevinde öldüğünü söyledi. Rita Rose, şeker hastalığıyla beraber sürekli kanla ilgili sorunu olan, nefes almada güçlük çeken ve böbrek rahatsızlığı olan arkadaşının birkaç ay önce hastaneye kaldırıldığını belirtti.
Guinness Rekorlar Kitabı yetkilisi Damian Field, kendi kayıtlarına göre Sandy Allen'in dünyanın en uzun kadını olduğunu söyledi.Bazı internet siteleri ise dünyanın en uzun kadını olarak Çin'den 36 yaşındaki Yao Defen adlı, 2 metre 36 santimetre boyunda olduğu bildirilen kadını gösteriyor.

bukadarda olmaz ki?

GARİP OLAYLAR

Istanbul fenerbahçe'de oturan 18 yasindaki E.A kendisine dogru gelen arabayi göremeyince kendisini kaldirima atti.Ama ilginç olan kaldirimda yürüyen sokak köpeginin üzerine düsmüs olmasi ve köpegin kendi köpegi olmasiydi.
Doktora giden kadina doktor soyun diyince kadin ama doktor bey daha muayene etmedinizki demis kadin çirilçiplak olunca doktor isini bitirmis

MERAKTAN GELIR: Murat'in asiri meraki basina dert açti. Bir gün tuvalette iserken osurugunun yanip yanmadigini denemek isteyince olanlar oldu. Alev alan osurugu götünü tutusturdu.

KIZLAR:Yolda kizlara laf atmak için saga sola bakan bir sürücü belediye kazi alanina düstü.

ETEK: Kadinin birinin doktorla randevusu varmis aceleyle evden çikmis duraga gittiginde gözlügünün tozunu silmek için etegine uzanmis eteginin olmadigini farketmis.

TRAFO:Sanliurfa'da iseyecek yer bulamayan 15 yasindaki çocuk trafoya girip isemek isteyince olanlar oldu. Çisinden elektrik geçen çocuk yaklasik bacaklari,seyi, ve seyini tuttugu eli alçiya alindi.

DAHA BU YASTA:Osman(15) isimli çocuk odasinda masturbasyon yaparken yakalanan babasi tarafindan yakalaninca babasi çocugun çükünü kopartti.

QUAKE2:QUAKE 2 oynayan Hüseyin T.(34) oyunda sürekli yenilince beylik tabancasini çekmis yandaki komsusunun kapisini çalmis ve kursun yagmuruna tutmus.

GERDEK GECESI:Gerdek gecesindeki çiftin basina garip bir olay geldi. Karisiyla cinsel iliskiye giren adam zevkten öldü. Bunu gören karisi kalp krizinden öldü.

KÖPEK:Belçika'nin Ostende kentinde bir aydinlatma direginin bir aracin üzerine devrilmesi ve sürücüsünün rastlanti eseri kurtulmasi üzerine sorusturma baslatildi. inceleme yapan uzmanlar, kazanin, köpeklerin sürekli olarak diregin dibine çis yapmalari sonucu çürüyen diregin devrilmesi ile meydana geldigini tespit ettiler.

DOMUZ:Bulgaristan'in baskenti Sofya yakinlarindaki Dupnitsa kasabasinda yasayan bir köylü, bahçesine verdigi zararlar nedeniyle domuzundan nefret ediyordu, sonunda domuzu dinamitle öldürmeye karar verdi. Arkadaslariyla iddiaya giren köylü komsularinin saskin bakislarinin arasinda dinamit lokumunu hayvanin agzina sokarak fitili atesledi. Bahçe duvarinin arkasina saklanip patlamanin sonucunu bekleyen "hain" sahip ve arkadaslari, ummadiklari bir olayla karsilastilar. Domuzun, agzindaki dinamit lokumuyla aniden evin açik unutulan kapisindan içeriye girmesiyle dinamitin patlamasi bir oldu. Harabeye dönen evine bakip bakip dertlenen köylü, "Bu domuz, basima sürekli dert oluyordu. Ancak, ölümü en büyük belayi basimiza açti" dedi.

TAZI VE AVCI:ABD'nin Kentucky eyaletinde Inez kentinde avlanmaya çikan bir avcii yeni aldigi tazinin acemiligine kurban gitti. John Philip adli avci, vurdugu kusu tazinin agzindan almak için tüfegini yere koydu. Ancak acemi tazi, kusu birakmak istemeyince avci ile köpegi arasinda bir çekisme yasandi. Köpek bu sirada yanlislikla yerdeki tüfegin tetigine basti ve silahin ates almasi sonucunda Philip, bacaklarindan yaralandi.

AYNI ANDA YARALANDILAR:Londra'nin güneyinde minibüsüne bir otomobil çarpmasinin ardindan Terry Connell'in bir kolu ve bacagi kirildi. Talihsiz kazazede ertesi gün The Sun Gazetesinde bir baska Terry Connell'in fotografini gördü. ikinci Terry, Londra'nin kuzeyinde buzda kayarak düsmüs ve onun da bir kolu ile bacagi kirilmisti. Her iki Terry'de 52 yasindaydi, ikisi de kasapti ve ikisi de Noel'i yatakta geçiriyordu. Aralarindaki tek fark birinin sag, digerinin ise sol kolunun kirilmasiydi.

afdrikadaki yaratık

En cani insanlar -18

1-BEHRAM
1790-1840 döneminde Thug mezhebinin lideriydi ve 931 'den fazla insanı boğarak kurban ettiği sanılıyor.
2-KONTES ERZSEBET BATHORY
Macaristan'da 1610 yılına kadar olan dönemde Bathory (1560-1614), genç kızların kanlarını içmenin onu yaşlanmaktan kurtaracağını sanarak 330-650 kızı öldürdü. "Kontes Dracula" olarak tanınan bu kadın 1611 'de tutuklandı, mahkemede suçlu bulundu, 21 Ağustos 1614 'te kendi şatosunda öldü.
3-PEDRO ALONSO LOPEZ
Kolombiya canavarı ya da And canavarı olarak da tanınan, 1980 'de yakalanıncaya kadar Colombia, Ekvador ve Peru 'da 300 'den fazla genç kızı öldürdü. Onu Peru'da Atacucho kızılderilileri yakaladılar. Lopez onların çocuklarını kaçırıp bir kadın misyonerin de yardımıyla Ekvador 'a götürmüştü. Lopez tutuklandıktan sonra polisleri 53 kurbanının mezarına götürdü. Bir nehir taştığı zaman, Lopez'in kurbanlarının cesetleri ortaya çıkıyor. Bir çocuğun inşaat alanlarında toprak altında kaldığı sanılıyor.
4-WILLIAM ESTEL BROWN
Brown, 17 Temmuz 1961 'de, yıllar önce 18 mart 1937 tarihinde Teksas 'ta Nw London 'daki okulunun zemin katındaki gaz borularını bilerek gevşettiğini ve böylece 282 öğrenci ve 24 öğretmenin ölümüyle sonuçlanan patlamaya neden olduğunu itiraf etti.
5-GILLES DE RAIS
Çok tanınmış ve zengin bir Fransız soylusu olan De Rais (doğumu 1404), 60-200 çocuğu kaçırıp öldürmekle suçlanmıştı. De Rais, 25 Ekim 1440 'da Nantes 'de boğazlanarak öldürüldü ve cesedi yakıldı.
6-HERMAN WEBSTER MUDGETT
Mudgett 'in (doğumu 1860) Chicago'da 63. caddedeki şatosuna 150 'den fazla kadını kandırıp getirdiğine ve burada onları işkenceyle öldürdüğüne inanılıyor. 27 cinayet işlemekle şuçlanan Mudgett 7 mayıs 1896 'da idam edildi.
7-BRUNO LUDKE
Ludke (doğumu 1909) 1928 ve 29 ocak 1943 tarihleri arasında 85 kadını öldürdüğünü itiraf etmişti. Savaş sırasında 8 nisan 1944 'te Viyana 'da bir hastanede iğneyle öldürüldü.
8-WOU BOM-KON
Görevinden alınmış bir polisti. 26-27 Nisan 1982 tarihlerinde Güney Kore 'de iyice sarhoş olup tüfekler ve patlayıcılarla sağa sola saldırdı. 57 kişiyi öldürdükten sonra bir dinamit patlatarak kendini havaya uçurdu.
9-TED BUNDY
Dokuz yıl cezaevinde bekledikten sonra Bundy, 24 ocak 1989 'da Flarida Eyalet Cezaevi 'nde idam edildi. 12 yaşındaki Kimberley Leach 'i öldürmekten suçlu bulunmuştu. Cezasının infazından bir kaç saat önce polise 23 cinayet işlediğini itiraf etti. Polis onun 36 kızın katili olduğu kanısındaydı.Ted Bundy, 100 kişiyi öldürdüğünü iddia etti..

idam edilen liderler

TÜRBANIN SERBEST KALMASININ YOLUNU AÇAN ERDOĞAN "İDAM" GÖNDERMESİYLE KORKUTULMAYA ÇALIŞILIYOR.
ERDOĞAN İSE İDAMDAN KORKMADIĞINI "BİZ YOLA ÇIKARKEN KEFENİMİZİ CEBİMİZE KOYDUK" DİYE GÖSTERİYOR.
PEKİ DÜNYADA KAÇ TANE LİDER İDAM EDİLEREK ÖLDÜRÜLMÜŞ? ASLINDA KOSKOCA DÜNYA TARİHİNE BAKTIĞIMIZDA O KADAR DA ÇOK DEĞİL.
İŞTE DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE İDAM EDİLEREK ÖLDÜRÜLEN LİDERLER...


III. GIYASEDDİN KEYHÜSREV
ANADOLU SELÇUKLU SULTANI VE IV. KILIÇ ARSLAN'IN OĞLU OLAN III. GIYASEDDİN KEYHÜSREV’İN BABASI DA MOĞOLLAR TARAFINDAN İDAM EDİLMİŞ O DA ÇOCUK YAŞTA TAHTA ÇIKMIŞTI. AMA ONUN DA SONU BABASI GİBİ OLDU VE 1282 YILINDA MOĞOLLAR TARAFINDAN İDAM EDİLDİ.

16. LOUİS
FRANSA KRALI VE MARİE ANTOİNETTE'NİN KOCASI 16. LOUİS 21 OCAK 1793'TE FRANSIZ İHTİLALİ ESNASINDA "VATAN HAİNLİĞİ" SUÇLAMASI İLE GİYOTİNLE İDAM EDİLMİŞTİR.

MARİE ANTOİNETTE
KISACA MARİE ANTOİNETTE VEYA MARİA ANTONİA OLARAK BİLİNİR. FRANSA KRALİÇESİ VE AVUSTURYA ARŞİDÜŞESİ’DİR.
KUTSAL ROMA İMPARATORU I. FRANCİS VE EŞİ AVUSTURYA İMPARATORİÇESİ MARİA THERESA'NIN KIZLARIDIR.
FRANSIZ İHTİLALİ ESNASINDA "VATAN HAİNLİĞİ" SUÇLAMASIYLA GİYOTİNE MAHKÛM EDİLDİ VE 1793'TE İDAM EDİLDİ.


JACQUES PİERRE BRİSSOT

GİRONDİSTENLERİN FRANSIZ MECLİSİNDEKİ SÖZCÜSÜDÜR. DAHA SONRA BU GRUBA BAŞKANLIK DA ETMİŞTİR.
KENDİSİ FRANSIZ İHTİLALİ DÖNEMİNİN EN ETKİLİ İSİMLERİNDEN BİRİDİR. KRALA OLAN YAKINLIĞI, İÇTEN İÇE MONARŞİST BİR İNSAN OLUŞU ONU DA DİĞER BENZERLERİ GİBİ GİYOTİN'İN YOLUNA SEVK ETTİ.
JAKOBENLER KULÜBÜNDE YAPTIĞI BİR KONUŞMA ESNASINDA İYİDEN İYİYE SAVAŞIN GEREKLİ OLDUĞUNU, BAŞKA ÇIKAR YOL OLMADIĞINI AÇIKLAMASI JAKOBENLERİN ÇOK TEPKİSİNİ ÇEKMİŞTİ. 31 EKİM 1793’Dİ GİYOTİNLE İDAM EDİLDİ.

II. NİKOLAY YA DA NİKOLAY ALEKSANDROVİÇ

RUSYA İMPARATORLUĞUNUN SON ÇARI VE ROMANOV HANEDANININ HÜKÜM SÜREN SON ÜYESİDİR.
BOLŞEVİK İHTİLALİ SIRASINDA TAHTTA BULUNAN II. NİKOLAY 17 TEMMUZ 1918’DE BOLŞEVİKLER TARAFINDAN TAHTTAN İNDİRİLEREK, KARISI ALEKSANDRA VE ÇOCUKLARIYLA BERABER İDAM EDİLDİ.

LEV BORİSOVİÇ KAMENEV
GERÇEK SOYADI ROSENFELD OLAN SOVYET KOMÜNİST LİDER 1901'DE SOSYAL DEMOKRATİK PARTİ'YE KATILDI.
1903'DE PARTİ İKİYE AYRILINCA BOLŞEVİK KANADINDAN YANA OLDU. DEVRİMCİ FAALİYETLERİNDEN DOLAYI 1915'DE SİBİRYA'YA SÜRGÜN EDİLDİ.
1917 ŞUBAT DEVRİMİ'NDEN SONRA GERİ DÖNDÜ VE KOMÜNİST PARTİ'NİN İLK POLİTBÜRO ÜYELERİNDEN BİRİ OLDU.
1924'DE LENİN'İN ÖLÜMÜYLE, STALİN VE ZİNOVİEV İLE BERABER ÜÇLÜ OTORİTE KURDU. EŞİ OLGA'NIN ABİSİ OLAN TROÇKİ'Yİ SAF DIŞI BIRAKTI.
1936'DA 14 KİŞİYLE BERABER VATANA İHANET SUÇUNDAN YARGILANDI. DİĞER SANIKLAR GİBİ SUÇUNU İTİRAF ETTİKTEN SONRA İDAM EDİLDİ. 1988'DE TEMİZE ÇIKARILDI.

BENİTO MUSSOLİNİ:
1922 İLE 1943 ARASINDA İTALYA'YI YÖNETTİ. FAŞİZMİN EN ÖNEMLİ UYGULAYICISIYDI. 2. DÜNYA SAVAŞI’NDAN SONRA ALMANYA'NIN HEZİMETİNİ TAKİBEN İSVİÇRE'YE KAÇARKEN KENDİSİNİ TANIYAN İTALYAN PARTİZANLAR TARAFINDAN 28 NİSAN 1945'TE VURULARAK ÖLDÜRÜLDÜ.

NİKOLAY ÇAVUŞESKU:
KOMÜNİST ROMANYA'NIN DEVLET BAŞKANIDIR. 24 YILLIK BAŞKANLIĞI, EŞİ ELENA BİRLİKTE İDAM EDİLDİĞİ KANLI BİR DEVRİMLE SON BULDU.
1980'LERDE ÇAVUŞESKU, BÜTÇE AÇIĞINI KAPATMAK İÇİN TARIM ÜRÜNLERİNİ VE SANAYİ MALLARINI DIŞARI SATILMASINA İZİN VERDİ. BUNUN SONUCU OLARAK ROMANYA'DA YİYECEK SIKINTISI BAŞ GÖSTERDİ.
ANCAK 1989 YAZINDA TÜM BORCUN ÖDENMESİ TAMAMLANMIŞTI. ANCAK ARALIK 1989'DA HALK AYAKLANDI. ASKERLERİN 17 ARALIK'TA MACAR ASILLI HALKIN YAŞADIĞI TİMAŞVAR DA GÖSTERİCİLERİN ÜZERİNE ATEŞ AÇMASI ÜZERİNE ÇAVUŞESKU REJİMİ ÇÖKTÜ.
ÜLKE DIŞINA KAÇMAYA ÇALIŞAN ÇAVUŞESKU ÇİFTİ UZUN BİR KOVALAMACANIN SONUNDA POLİSE SIĞINDI, ANCAK POLİS ONLARI ORDUYA TESLİM ETTİ. NOEL GÜNÜ YAPILAN YARGILAMADAN SONRA EŞİYLE BİRLİKTE KURŞUNA DİZİLEREK İDAM EDİLDİ.

İMRE NAGİ
MACARİSTAN’A İKİ KERE BAŞBAKANLIK YAPTI. NAGİ'NİN İKİNCİ BAŞBAKANLIĞI, SOVYETLER TARAFINDAN DESTEKLENMEYEN HÜKÜMETE KARŞI 1956'DA GİRİŞİLEN BAŞARISIZ MACARİSTAN AYAKLANMASI'NIN ARDINDAN SOVYET İŞGALİ İLE BİTMİŞTİR.
VATANA İHANET SUÇUYLA YARGILANAN NAGİ, İKİ YIL SONRA ASILARAK İDAM EDİLMİŞTİR.
MACAR BAŞBAKAN SOSYAL DEMOKRATİK DEVRİM YAPMAYA ÇALIŞMIŞ BUNU İSTEMEYEN SOVYETLER 1958’DE BAŞBAKANI KAÇIRMIŞ VE KURŞUNA DİZMİŞTİR.

FATİN RÜŞTÜ ZORLU

DEMOKRAT PARTİ İKTİDARI DÖNEMİNDE (1950-60) BAŞBAKAN YARDIMCILIĞI, DEVLET BAKANLIĞI VE DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI YAPTI.
27 MAYIS HAREKETİ’NDEN SONRA ÖTEKİ HÜKÜMET ÜYELERİ VE DP YÖNETİCİLERİYLE BİRLİKTE TUTUKLANARAK YÜKSEK ADALET DİVANI’NCA YASSIADA’DA YARGILANDI.

YARGILAMA SONUNDA 14 SANIKLA BİRLİKTE ÖLÜM CEZASINA ÇARPTIRILDI. CEZASI, ADNAN MENDERES VE HASAN POLATKAN’INKİ İLE BİRLİKTE, ASKERİ MÜDAHALEYİ GERÇEKLEŞTİREN MBK TARAFINDAN ONAYLANDI.
16 EYLÜL 1961’DE ASILARAK İDAM EDİLDİ. CENAZESİ, ÖLÜMLERİNDEN 29 YIL SONRA, 17 EYLÜL 1990’DA İMRALI ADASINDAKİ MEZARINDAN ALINARAK İSTANBUL’DA YAPTIRILAN ANITMEZAR'A NAKLEDİLDİ.

HASAN POLATKAN
ADNAN MENDERES'İN PARTİSİ OLAN DEMOKRAT PARTİ'NİN MALİYE BAKANI OLAN POLATKAN, 27 MAYIS 1960 ASKERİ DARBESİ’NDEN SONRA BAŞBAKAN ADNAN MENDERES VE DIŞ İŞLERİ BAKANI FATİN RÜŞTÜ ZORLU LE BİRLİKTE İDAM CEZASINA ÇARPTIRILMIŞTIR. İDAMI FATİN RÜŞDÜ ZORLU'DAN HEMEN SONRA GERÇEKLEŞMİŞTİR

ADNAN MENDERES

ALİ ADNAN ERTEKİN MENDERES 1950-1960 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN BAŞBAKANI OLARAK GÖREV YAPTI.
27 MAYIS 1960’TA TÜRKİYE’NİN İLK ASKERİ MÜDAHALESİ YAPILDI. YÖNETİME ORDU EL KOYDU. BAŞBAKAN MENDERES DE GÖZALTINA ALINARAK ANKARA'YA GÖTÜRÜLDÜ.
ADNAN MENDERES DİĞER DEMOKRAT PARTİ ÜYELERİ İLE BİRLİKTE YASSIADA'DA KURULAN ÖZEL BİR CUNTA MAHKEMESİNDE ÇEŞİTLİ SUÇLARDAN YARGILANDILAR.
YASSIADA MAHKEMESİ, CELAL BAYAR, ADNAN MENDERES, HASAN POLATKAN VE FATİN RÜŞTÜ ZORLU'YU ANAYASA'YI İHLAL SUÇUNDAN(146/1) SUÇLU BULARAK İDAMA MAHKUM ETTİ.
CELAL BAYAR'IN CEZASI YAŞ HADDİ NEDENİYLE ÖMÜR BOYU HAPSE ÇEVRİLDİ. FATİN RÜŞTÜ ZORLU VE HASAN POLATKAN 16 EYLÜL 1961, ADNAN MENDERES İSE 17 EYLÜL 1961'DE İMRALI ADASI'NDA SABAHA KARŞI 2:31'DE İDAM EDİLDİ

ZÜLFİKAR ALİ BUTTO
1971-1973 YILLARI ARASINDA PAKİSTAN DEVLET BAŞKANI VE 1973-1977 YILLARI ARASINDA DA BAŞBAKAN OLARAK GÖREV YAPAN BUTTO DA KANLI SONDAN KAÇAMADI.
1977'DE GENERAL ZİYA ÜL HAK TARAFINDAN DEVRİLDİ VE 1979 YILINDA İDAM EDİLDİ.

SADDAM HÜSEYİN
IRAK DEVLET BAŞKANI SADDAM HÜSEYİN 1979’DA İKTİDARA GELDİ. 11 EYLÜL 2001 TARİHİNDE ABD’DE YAŞANAN TERÖR EYLEMLERİNİN ARDINDAN HÜSEYİN AMERİKA'NIN HEDEFİ HALİNE GELMİŞ VE ÜLKESİ GEORGE BUSH YÖNETİMİNDEKİ ABD TARAFINDAN, 20 MART 2003’TE IRAK’TA KİTLE İMHA SİLAHLARI OLDUĞUNU ÖNE SÜREREK İŞGAL EDİLMİŞTİR.
DAHA SONRA YAPILAN AÇIKLAMALAR IŞIĞINDA IRAK’TA KİTLE İMHA SİLAHLARI BULUNMADIĞI AÇIKLANMIŞTIR. 16 TEMMUZ 1979'DA BAŞLAYAN DEVLET BAŞKANLIĞI GÖREVİNİ, IRAK'IN 9 NİSAN 2003 TARİHİNDE ABD TARAFINDAN İŞGAL EDİLMESİNE KADAR SÜRDÜRMÜŞ 2006 YILININ 30 ARALIK GÜNÜNDE İDAM EDİLEREK HAYATINA SON VERİLMİŞTİR. NAAŞI KIZINA TESLİM EDİLMİŞTİR VE DOĞDUĞU KÖYE DEFNEDİLMİŞTİR



Yorumlarınızı bekliyorum

oğullarını kesip yediler


8 yaşındaki oğullarını kilere kilitlediler, derisini yüzdüler, parçaladılar ve çiğ çiğ yediler. Avusturya'nın gündemi bu dehşetle sarsıldı!

Sinister isimli bir tarikata bağlı bulunan ailenin dehşeti yan komşularının gizli bir kamerayla çektiği kasetin ortaya çıkmasıyla anlaşıldı. Görüntülerde küçük çocuğun işkence ve eziyete uğradığı vardı.
Görüntüler üzerine eve baskın düzenleyen polis, aileyi tutukladı. Çocuğun annesi ise başka bir kadını suçlayarak 'beynim yıkandı. Ne yaptığımı bilmiyorum' diyerek kendini savunmaya çalıştı.

300 yıldır çözülemeyen soru...

Arkadaşlar bu dediğim soru rivayetlere göre 300 yıl önce bi adam tarafından ortaya atılmış o zamanlar hiç kimse çözememiş gel gelelim adam çok yaşlanıp ölüm döşeğine geldiğinde çevredeki adamlar ölmek üzere olduğunu; soruyu cevaplaması gerektiğini belirtmişler.Adam evinde belirttiği bi kitabın içinde çözümünün bulunduğunu söylemiş.Çözümü almak için eve gidildiğinde evin yanmış olduğunu görülmüş.Kimilerine göre adamda cevabı bilmiyordu utancından evi kendi yaktırdı ,kimilerine göre ev gerçekten adamın isteği dışında yandı.Hikaye bu; ne kadar etkilendiniz ve inandınız bilememem ama soru bundan birkaç yıl önce japon bir matematikçi tarafından çözülmüş ama malesef cevaba halen ulaşamadım bu bakımdan fikir ve yorumlarınızı bekliyorum gelelim efsanevi soruya
x^n + y^n = z^n ( x üssü n + y üssü n = z üssü n) n>2


çözerseniz yorum yapın

Esrarengiz mumya +18


İtalyan Alpleri'nde bulunan 5 bin 300 yıllık "Buzadam Ötzi"nin mumyasıyla temas eden bir kişi daha öldü

1991 yılında Avusturya-İtalya sınırındaki buzuldan çıkarılıp, bir müzeye taşınan Ötzi'nin son kurbanı bir arkeolog oldu. Ötzi'nin İtalya'da yapılan otopsisinde yer alan Tom Loy(63), önceki gece evinde ölü bulundu. Gerçek ölüm nedeni belirlenemedi. Esrarengiz ölüm "mezarından taşınan buzadam sorumlulardan intikam alıyor" inanışını güçlendirdi.

Rainer Henn, Ötzi hakkında düzenlenen konferansa giderken öldü.

Dağdan indirilmesinde görev yapan Kurt Firtz, Alplerde çığ altında kaldı.

Ötzi'yi görüntüleyen ilk gazeteci Rainer Hoelz beyin tümöründen öldü.

Ötzi'yi 14 yıl boyunca inceleyen Konrad Spindler MS hastalığından hayatını kaybetti.

Ötzi'yi bulan dağcı Helmut Simon, Alpler'de 200 metrelik yükseklikten düşüp öldü.

Simon'un cesedini almaya giden ekibin lideri Dieter Warneceker kalp krizi geçirdi ve öldü...!

İnsan Başlı örümcek...




Arkadaşlar yorumlarınızı esirgemeyin...

Piramitlerin Sırrı

Kahire'de bulunan " Keops piramidi " nin 12 ton
ağırlığında iki buçuk milyon bloktan oluştuğunu, günde on blok
yerleştirilmesi
halinde yapımının 664 yıl süreceğini,
Piramidin üstünden geçen meridyenin karaları ve denizleri tam eşit
iki parçaya böldüğünü ve piramidin dünyanın ağırlık merkezinin tam ortasında
bulunduğunu,
Yüksekliğinin (164 mt) bir milyarla çarpımının güneşle dünyamız arasındaki
uzaklığını verdiğini,
Taban alanının, yüksekliğinin iki katına bölünmesinin pi sayısını verdiğini,
Piramitlerin içerisinde "ultrasound", radar,sonar gibi cihazların
çalışmadığını,
Kirletilmiş suyun bir kaç gün piramidin içinde bırakıldığında arıtılmış
olarak bulunduğunu,
Piramidin içerisinde sütün birkaç gün süreyle taze kaldığını ve sonunda
bozulmadan
yoğurt haline geldiğini,
Bitkilerin piramit içerisinde daha hızlı büyüdüklerini, çöp bidonu içindeki
yemek artıklarının
hiç koku yaymadan mumyalaştığını,
Kesik, yanık, sıyrık ve yaraların piramidin içinde daha çabuk iyileştiğini,
Piramidin içinin yazın soğuk, kışın sıcak olduğunu,
Piramit kimin adına yapıldıysa onun bulunduğu odaya yılda 2 kez güneş
girdiğini ve bu günlerin doğduğu ve tahta çıktığı günler olduğunu,
biliyor muydunuz?

Bilgisayar oyunu oynarken eline dokunup oyunu kaybettiren bebeği öldürdü !

Eline dokundu diye 11 aylık bebeği öldürdü!

Bilgisayar oyunu oynarken eline dokunup oyunu kaybettiren bebeği öldürdü !

AA
İspanya'nın Katalonya bölgesinde, oyun konsolunda oynarken oyunu kaybetmesine neden olduğu için 11 aylık bebeği öldüren gence 18 yıl hapis cezası verildi. Tarragona kentindeki mahkeme, 19 yaşındaki Dominik Cumhuriyeti vatandaşı Luigi Duman Guzman'ın, 1 Eylül 2007'de, eline dokunarak bilgisayar oyununu kaybetmesine neden olduğu için başına ve midesine vurduğu 11aylık bebeğin ölümüne sebep olduğuna karar verdi. Mahkeme, Guzman'ın bebeğe vurduktan sonra çocukla ilgilenmediğini,oyununa devam ettiğini bildirdi ve tıbbi yardım almış olması halindebebeğin kurtulabileceğini belirtti. Guzman, bebeğin annesi olan, beraber yaşadığı kız arkadaşına da 95 binavro tazminat ödemeye mahkum edildi.

700 yıldır çürümeyen cesedin SIRRI (garipdusler farkıyla)

700 yıldır çürümeyen cesedin SIRRI

Mumyalanmadığı halde 700 yıldır bozulmadan duruyor.Mumyalanmadığı halde 700 yıldır camekanlı sandukada bozulmadan duruyoran naaşın sırrını çözmek için bilim adamları harekete geçti

ELAZIĞ'ın Harput Mahallesi'ndeki Arap Baba türbesi içersinde bulunan ve mumyalanmadığı halde yaklaşık 700 yıldır bozulmayan ceset, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün izni ile bilim adamları tarafından türbeden alınarak incelenmek üzere Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü. Mumyalanmadığı halde bu kadar uzun süre bozulmadan duran naaşın sırrının çözülmeye çalışılacağı belirtildi.
Elazığ'ın Harput Mahallesi'nde bulunan Arap Baba türbesine Vakıflar Genel Müdürlüğünün izni ile dün gelen bilim adamları, türbede bulunan ve yaklaşık 700 yıllık olduğu tahmin edilen Arap Baba'nın sanduka içerisindeki naaşını alarak Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürdü. 700 yıl geçmesine rağmen mumyalanmadığı halde bozulmadan duran naaşın sırının yapılan incelemelerde ortaya çıkarılmaya çalışılacağı belirtildi. Üniversitede yapılacak olan çalışmalarda, Arap Baba'nın kesin yaşının da tespit edileceği belirtildi.
Elazığ'ın Harput Mahallesi'nde bulunan Arap Baba Türbesi'ndeki Arap Baba'nın naaşı, yıllardır ziyaretçilere açık tutuluyordu. Türbenin içinde cam bir bölmede sergilenen naaşın başında bir görevli duruyor. Yeşil örtü ile üzeri kapalı olan naaşı görmek isteyenler örtüyü kaldırarak bozulmadan duran naaşı görebiliyordu. Naaşın kafa kısmı ise gövdeden kesilmiş olarak yanında duruyordu.

VALİ: GÖMÜLMESİNDEN YANAYIM
Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Vakıflar Genel Müdürlüğünden gelen bir ekibin naaşta bozulma olup olmadığını incelemek için naaşı türbeden alıp Hastaneye götürdüklerini doğrulayarak, “Bir ara naaştan bir koku geldiği yönünde şikayetler oldu. Bunun üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü inceleme yapmak için böyle bir yola başvurmuş olabilir. İncelemeden sonra naaşı yerine bırakacaklar” dedi. Naaşın bundan sonra açık olarak sergilenip sergilenemeyeceği yönündeki bir soruya ise Vali Muşmal, “Benim fikrim naaşın diğer cesetler gibi toprağa gömülmesinden yana. Müftü Bey de böyle olmasını uygun gördü. Ancak buna bilim adamları karar verir” diye konuştu.

ARAP BABA KİMDİR?
Bazı kaynaklara göre Arap baba Harput velilerinden. Gerçek adı Yusuf olup, babasının adı Arabşah'tır. Hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Doğum tarihi ve yeri belli değildir. On üçüncü asırda yaşadığı rivayet edilen Arap Baba, Harput'un fethi için gelen Selçuklu kumandanlarından olup, aynı zamanda büyük bir velidir.
İslamiyeti yaymak için bazan kılıç kullanan Arab Baba çoğu zaman insanlara doğru yolu göstermek için vaaz ve nasihatlerde bulundu. Sık sık, “Kılıçla geldim kalemle gideceğim” dediği belirtiliyor. Vefat tarihi belli değildir. Arab Baba'nın türbesi 1279 tarihinde yapılmıştır. Türbenin alt katında kabir odası, üst katında ise ziyaret edilen sanduka vardır. Arab Baba'nın kabrinin bir özelliği de naaşının herkes tarafından görülebilecek şekilde açıkta olmasıdır. Türbe içinde üzeri yeşil kumaşla örtülü camdan bir sanduka içerisinde bulunan Arap Baba, çürümemiş cesedi ve kesik başı ile büyük bir ilgi toplamaktadır. Çürümemiş cesedi görmek isteyen ziyaretçilere, sandukanın örtüsü açılarak gösterilmektedir.

ARAP BABA EFSANESİ
Yaygın inanışa göre, çok eski yıllarda Harput'ta büyük bir kuraklık başlamış, yağmurlar yağmaz, otlar yeşermez olmuş. İnsanların yağmur duasına çıkmaları, yalvarıp yakarmaları fayda etmemiş.
Bir gece Harput'ta Arap Baba türbesine yakın evlerden birinde oturan Selvi adlı yaşlı bir kadın rüyasında, Arap Baba'nın türbedeki naaşının başını kesip bir dereye atarsa yağmur yağacağını görmüş. Komşularına anlattığı rüyası bütün Harput'a yayılmış. Günler geçmiş Harput'a bir damla yağmur düşmemiş. Kıtlık kapıda. Çaresiz kalan insanlar Selvi Nine'yi Arap Baba'nın başını kesme konusunda ikna etmeye çabalamış. Ancak yaşlı kadın buna cesaret edemeyince, bir gece evinin etrafında toplanıp evi taşlamaya başlamışlar. Ertesi sabah yaşlı kadın çaresiz, yüreğindeki korkuları bastırmaya çalışarak, Arap Baba'nın türbesine gitmiş ve cesedin başını keserek dereye atmış. Bunun üzerine yağmurlar haşlamış başlamasına ama kıtlıktan daha büyük bir felaket yaşanmış. Seller coşmuş, dereler taşmış. Yağmurlar bir rahmet olmaktan çıkmış, felakete dönüşmüş. Yine bir gece Selvi Nine rüyasında bu defa Arap Baba'yı görmüş. Arap Baba, “Eğer başımı attığın yerden alıp yerine koymaz isen yağmurlar dinmez, senin de halin haraptır” diye öfkeyle bağırmış. Yaşlı kadın, sabah korkuyla uyanıp dereye indiğiunde, kesik başın dere kenarında durduğunu görmüş, hemen alıp getirip sandukada yerine koymuş. Ardından yağmurlar dinmiş ve her şey eski haline dönmüş.

Tarih Boyunca Denenmiş İdam Teknikleri

Tarih Boyunca Denenmiş İdam Teknikleri


İspanyol eşeği: Mahkum, eşek biçiminde yapılmış bir kütük düzeneğe oturtulur, ayaklarına giderek artan ağırlıklar bağlanırdı. Sonunda mahkum ikiye bölünerek ölürdü.

Toptan atılma: Bazen mahkum, bir topun ağzına bağlanır ve top ateşlendiğinde mermi kişinin bedeninin içinden geçerdi. Bazen de mahkum büyük bir topun içine mermi niyetine yerleştirilir, sıkıştırılmış barut ateşlendiğinde paramparça olurdu.

Tekerlek: Tekerlekler çok değişik biçimlerde kullanıldı. Örneğin, kişi özel yapılmış dev bir tekerliğin dış kenarına bağlanıyor ve sivri kazıkların ya da bir tepenin üzerinden aşağı yuvarlanıyordu.

Demir kadın: Kadın biçiminde, bir insanın ancak sığacağı büyüklükte yapılan tabutların içi sivri demirlerle donatılıyor. Mahkum bu tabutun içine konularak kapağı kapatılıyor.

Sarkaç: Kişi bir masaya sırtüstü yatırılıp bağlanıyor. Çok büyük, ağır ve keskin bir baltanın bağlandığı sarkaç mahkumun üzerinde sallanmaya başlıyor. Sarkacın ipi yavaş yavaş bırakılarak, her salınımda mahkumun bedeninin doğranması sağlanıyor.

Demir kap: İçine fareler doldurulan büyükçe demir bir kap, açık ağzı karın bölgesine gelecek şekilde mahkumun vücuduna yerleştiriliyor. Ardından bu kap ısıtılıyor. Fareler can havliyle mahkumun karnını kemirip kaçacak yer arıyor. Böylece mahkum iç organları fareler tarafından kemirilerek ölüyor.

Germe: Tarih boyunca mahkumların el ve ayakları bağlanarak gerdirmek yöntemiyle ölmesini sağlayan değişik mekanik yöntemler geliştirildi.

Böceklerle öldürme: Kişinin zemine sabitlenmesi, üzerine bal gibi tatlıların sürülmesi ve böcekler tarafından yenilmeye bırakılması gibi pek çok türü var.

Atlarla parçalama: Mahkum kol ve bacaklarından, 4 ayrı yöne koşturulacak olan atlara bağlanırdı. Ardından atlar koşturulurdu.

Kafa kesme: Bu infaz yöntemi 16 ve 17'nci yüzyılda Avrupa'da ölüm cezasının en insancıl yolu olarak kullanılmıştır. 1789 Fransız devriminde ise kafa kesmek için Giyotin adlı özel alet geliştirildi. Giyotin, Fransa'da uzun yıllar kullanıldı.

Öldüresiye dövme: Bu yöntemin son örneği, sahipleri tarafından ölünceye kadar dövülen Amerikalı kölelerdir.

Kaynatma: Ortaçağ'da popüler olan yöntem. İnsanlar bağlanarak, ağır ağır ısıtılan dev kazanlarda haşlandı.

Gömme: Çağlar boyunca tüm dünyada yaygın olarak kullanıldı. Örneğin, Hindistan'da kadınlar boyunlarına kadar kuma gömüldü ve kafası güneşte pişmek üzere terk edildi. Arap ülkelerinde de yaygın biçimde kullanıldı.

Yakma: Avrupa'da inançsızlar, cadılar ve iffetsiz kadınlara engizisyon döneminde sıklıkla uygulanırdı. Mahkum bir kazığa bağlanır ve çevresinde ateş yakılırdı.

Vahşi hayvanlara atılma: İlk Hristiyanlar aslanlara atılıyordu.

Deri yüzme: Keskin bir bıçakla canlı canlı suçlunun tüm derisi yüzülüyordu. Deri solunumu duran mahkumu acılı ve uzun bir ölüm bekliyordu.

Parçalanma: Mahkum henüz canlıyken balta, satır ya da testerelerle parçalara ayrılıyordu. Arap ülkelerinde 20'nci yüzyılda bile biçimde uygulandı. En son Suudi Arabistan yetkilileri, 1987 yılında Kabe'yi basan bir grubu bu şekilde öldürdü.

Kazığa oturma: Bilek kalınlığında bir kazık, mahkumun kuyruk sokumundan başlayarak ensesine kadar sokulurdu. Kazığın omurilik ve iç organlara zarar vermemesine özen gösterilirdi. Ardından kazık mahkumla birlikte dikilir ve mahkumun ölmesi günler sürerdi.

Demir sandalye/Demir yatak: Bu demir eşyalar iyice beslenmiş bir ateşle çevreleniyor ve bunların üzerindeki kişiler ölünceye kadar kızartılıyordu.

Boğma: Çok değişik biçimlerde kullanılmıştır. En yaygın olanı denizdir. Belki de en iyi bilinen varyasyonu cadı testidir. Su eğer kadını reddederse kadın yüzer. Bu da kadının suçlu olduğunu gösterir ve infaz edilirdi. Eğer su kadını kabul ederse kadın boğulur ve bu da kadının suçsuz olduğunu gösterir.

Zehir: İlginçtir ki zehir, infazın yaygın bir biçimi olmamıştır. Zehirin en çok tanınan kurbanı, baldıran zehirini içmeye zorlanan Sokrates'tir.

Ezme: Mahkum zemine yatırılır ve üzerine aşama aşama ağır taşlar yerleştirilirdi. Mahkumun nefessiz kalarak öldüğü bu yöntemde, cellat, ölüm zamanını istediği gibi uzatabilirdi.

Testereyle kesme: Suçlu testere ile ikiye bölünür.

Yüksekten atma: Mahkum yüksek bir uçurum ya da kale burcundan aşağı atılır.

Çuvala koyma: Suçlu yılan, akrep, kedi, köpek gibi hayvanlarla büyük bir çuvalın içine konurdu.

Aç bırakma: Kişi bir hücre ya da kafese konur ve yiyecek verilmez.

İki ağaçla ikiye ayırma: İki ağaç, birbirlerine doğru çekilir, mahkum bir kol ve bacağı bir ağaca, diğer kol ve bacağı da diğer ağaca bağlanırdı. Ağaçlar bırakılınca mahkum gerdirilmiş olur ve acı içinde ölürdü.

Garotte: Askı ve idamın karışımı bir yöntem. Bir ucu duvara tutturalan ipin diğer ucuda mahkumun boynuna dolanır. Mahkum itilerek, çekilerek ya da ayakları kaldırılarak boğulur.

Sürükleme: Kişi bir ata bağlanır ve ölene kadar sürüklenir.

Su veya civa ölümü: Mahkum ölünceye kadar su veya civa içmeye zorlanır.

Okla vurma: Vikingler tarafından uygulanmıştır. Acıyı uzatmak için ölümcül olmayan bölgeleri hedef almışlardır.

Taşlama: Kişi, ölene kadar taşlanır. Taşlamada, kişinin üyesi olduğu topluluk da bu taşlamaya yardımcı olurdu. Arap ülkelerinde yakın zamana kadar kullanıldı.

Yarma: Suçlu kendindeyken gövdesi açılır ve iç organlar tek tek çıkartılıp, kendisine gösterilirdi..

Alıntıdır...

basma gaza

Aston Martin marka ünlü üstü acık spor arabasındaki adam intihar icin agaca baqladıgı ipi boynuna gecirip gaza basınca Kafası koptu ... İngilterede 54 yasındaki GeraLd Mellin'in intihar icin sectigi yol ismail yk'nın kLibini hatırLatıp dudaklarınızı ucukLatsın Aston Martin marka üstü acık spor otomobiline binen mellin agaclıklı bir yolda durdu.Yanında tasıdıgı ipi agaca baqlıyan adam öbür ucunu salak gibi boynuna gecirip gaza bastı..Mellin'in saman dolu kafası aniden koptu..Adam kafasının nerde oldugunu anlamadan öldü Bu oLaydan cıkardıgımız ders ise İsmaiL Yk'nın her kLibini yapmiyacagımızdır yaparsak gerisi allah kerim

Bu oLay Buqunkü C.martesi Gazetesinden alınmıstır Tamamen gercektir

Kesinlikle Çok Acayip (Ama Kesinlikle Doğru)

Bu mesajın sonunda sana bir soru sorulacak.Hemen yanıtla. Durup düşünme aklına ilk gelen şeyi söyleyiver. Bu eğlenceli bir "test"... VE ayni zamanda biraz acayip (çok acayip)!Bir dene, sonra tanıdıklarına yolla. Böylece kaç insanin seninle ayni orana düştüğünü göreceksin. Konu satırına kendinin %98'de veya %2'de olduğunu yazmayı unutma. Bunun ne demek olduğunu "test"i bitirdikten sonra anlayacaksın.

Simdi... aşağıdaki talimatları olabildiğince çabuk yerine getir. Bir hesabi bitirmeden ötekine geçme.. Yanıtları yazmak veya hatırlamak zorunda değilsin. Sadece kafadan hesaplayarak cevap ver geç. Şaşıracaksın.Basla:

Aşağıdaki toplamlar kaç ediyor:

89 + 2 Devam


12 + 53


75 + 26


25 + 52


63 + 32


Biliyorum! Hesap yapmak zor is, ama neredeyse bitti...


Hadi. tek bir tane daha...



123 + 5


CABUK! BIR RENK VE BIR ALET DUSUN!


Aşağıya devam et...


Biraz daha...



Aklına kırmızı bir çekiç geldi, değil mi?



Eğer verdiğin cevap bu değilse, sen anormal sayılmasa da farklı bir akla sahip olan %2 insandan birisin. İnsanların %98'i bu alıştırmayı yapınca kırmızı bir çekiç diye yanıtlıyor.

iLqinç ßiLqiLEr... aynı zamanda garip

En uzun süre uçan tavuk 13 saniye Havada kalmıstır.

El tırnakları ayak tırnaklarına oranla 4 kat daha hızlı uzarlar.

Yılda ortalama 10 milyon kez göz kırparız.

Yarasalar bir mağraya girdiklerinde önce sola dönerler.

Soğan doğrarken sakız çiğnemek göz yaşarmasını önler.

Ortalama bir insan Günde 13 kez güler.

Kalbimiz günde ortalama 100000 kez çarpar.

Thomas Edison karanlıktan korkardı.

Dunyanın en eski sakızı bundan 9000 yıl öncesine aittir.

Beyaz Saray da 13092 adet çatal, bıçak, kaşık vardir.

Ortalama bir insan yılda 1460'ın üzerinde Rüya görür.

Bir insan ömürü boyunca ortalama 35000 kurabiye yer.

Timsahların dilleri damaklarındadır.

Muz veya yeşil elma koklamak zayıflamaya yardım eder.

Bir domuzun orgazmı 30 dakka surer!!!!!!!

Aslan kükremesi 5 mil öteden bile duyulabilir.

Bir fare susuzluğa bir deveden daha fazla dayanabilir.

Boğalar renk körüdür.

Kirpiler Suda batmaz.

New York'ta her Gün ortalama 36.000.000 Telefon görüşmesi yapılmaktadır.

Sibirya'da insanlar sütü donmuş çubuklar şeklinde alırlar.

Las Vegas'taki kumarhanelerin hiç birisinde Saat yoktur.

Italyan bayrağını Napaloen Bonaparte tasarlamıştır.

Italya'nın Siena kentinde ismi Mary olanların fahişelik yapması yasaktır.

Uzay yolculuğunda taşınacak her extra kilo için gerekli olan yakit miktari 530 kg dir.

İstokozlarin kanı mavi renktedir.

Timsahlar daha derine batabilmek için taş yutarlar.

Kalınlıği ve büyüklüğü ne olursa olsun hiçbir Kağıt parçası 7 kereden fazla katlanamaz


Antik Yunan'da Delas Ada'sında doğmak ve ölmek yasalara aykırıdır.

Kanada'da insanların olduğu yerde horluyarak uyuması yasalara aykırıdır.

Kansas'da başka bir memlekete giderken valilikten ''Bu kişinin gezmeye yetecek kadar parası vardır.'' belgesi almak zorundadır.

Washington'da at sırtında balık avlamak yasaktır.

İllionis'de, İngilizce konuşmak yasaktır. Çünkü, orada ana dil Amerikanca'dır.

Notamo'da bir otobüsün orta koridorunda ayakta beklemek , arkasından 3 yıllık bir hapis cezasını getirebilir.

Texsas'da şehrin sokaklarında yalın ayak yürüyebilmek için 5 dolarlık bir ehliyet almak gerekir.

Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.

Degerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.

Kedilerin beyninde 32 adet kas vardır.

Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.

Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer cin şehirlerinde büyük Seller neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.

Üzerinde barkodu olan ilk ürün Wrigleys marka sakızdır.

Kereviz yerken harcanan kalori, Kerevizin içindeki kaloriden daha fazladir.

Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.

Bir devekuşunun gözu beyninden büyüktür.

İnek sütünün pH degeri 6'dır.

Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarinin büyüklüğüne eşittir.

Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.

Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.

Meşe Ağaçları elli yaşına gelmeden meşe palamudu üretemezler.

Aslanlar bir günde 50 kez sevişebilirler.

İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmaginki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.

Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.

Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.

Kanada, Kızılderili dilinde "buyuk koy" anlamina gelmektedir.

İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.

Avustralya'daki tuvaletlerin sifon suları saat yönünde akar.

ABD'de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin ücte biri ya hapiste ya da gözaltinda tutulmaktadır.

Ortalama bir erkek, hayatinin 3350 Saatini tiraş olmak için harcar.

Gecen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.

Sallanan Sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.

Bir Cam kırıldığında, ufalanan parçalar Saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.

İnsan saçı, üç kilo ağırlik kaldırabilecek esnekliktedir.

Gunumuzde, evlenenlerin yuzde ellisi bo$anmaktadir.

Beethoven beste yapmadan once kafasini soguk suya sokardi.

Her 25 kişiden biri astim hastasidir.

Dunyadaki hayvanlarin yuzde sekseni alti ayaklidir.

Uranus, ciplak gozle gorulebilen bir gezegendir.

Kaptan Cook, Antarktika haric butun kitalara ayak basan ilk insandir.

Gunişigindan daha fazla yararlanmak icin saat uygulamasini Benjamin Franklin ba$latmi$tir

Gerçek Bunlar

1. Exxon'a ait bir petrol tankeri Kanada aciklarinda battiktan sonra, iki tane deniz ayisi 80.000 dolar harcanarak temizlenmis ve buyuk bir torenle denize birakilmislar. Tam 2 dakika sonra herkesin gozleri onunde bir mavi balina deniz ayilarini yemis.
2. New York'ta yasayan bir psikoloji ogrencisi kiz bos odasini bir marangoza kiralar. Amaci onunla konusup, adamin davranislarini incelemek. Ama iki hafta sonra marangoz kizi bir balta ile parcalar.
3. Bonn'da iki gosterici, domuzlarin kesimevi'ne barbarca goturulup orada kesilmelerini protesto ederken, domuzlarin bulundugu yerin kapilari kirilir ve 2000 domuz kacisirken, iki gostericiyi ezerek oldururler.
4. Amerika'da kadinin biri evine gelir ve kocasini mutfakta titrerken gorur. Belinden su-kaynatici'ya dogru bir kablo gitmektedir. Kadin hemen kalin bir tahta parcasi bulur ve adamin koluna vurarak onu elektrik sokundan ayirmaya calisir. Adamin kolu iki yerinden kirilir. Sonradan anlasilirki, kocasi orada mutlu bir sekilde wallkman dinliyordur.

Bakın Ülkemizde Neler Oluyor da Haberimiz Yok.

1)Ayni turizm şirketine ait iki otobüs yolda karsılaştı şoförler ellerini bırakıp birbirini selamladı 52 kişi öldü.
BITLIS

2)Odun kesmek için ağaca çıkan çiftçi, Nasreddin Hoca fıkrasındaki gibi bindiği dalı kesmeye başladı. Fark ettiginde is isten geçmişti. Dalla birlikte yere çakıldı hastanede öldü.
ANTALYA

3)Bir anne yağmur girmemesi için bacayı tıkadı. Soba yanıyordu bacadan çıkamayan karbon monoksit evi doldurdu. Anne ve oğlu öldü. 3 yavru komada.
ISTANBUL

4)Asabi çoban ot yemeyen koyununu tüfeğin dipçiğiyle dövmeye başladı. Tüfek ateş aldı ve çoban öldü.
BITLIS

5)Köpeği ile ava giden acemi avcı, ihtiyaç molası verdi tüfeği bacaklarının arasına kıstırıp tuvaletini yapmak istedi o sırada köpek dizlerine atladı tetiğe dokundu avcı çenesinden giren fişekle öldü.
TOKAT

6)Tarlada otlayan iki koyun bir evin önündeki inşaat kumunu dağıttı. Koyun sahibi aile ile kum sahibi aile birbirine girdi. İki aileden beş kişi öldü.
GAZIANTEP

7)İki odayı yıkıp tek oda yapmak isteyen ev sahibi isi abarttı. Tek duvar için kazma yerine dinamit kullandı. Mahalleyi havaya uçurdu. Yaralandı.
TRABZON

Şaşkın köylü üç katli evinin terasında kömürlükte buzağı beslemeye başladı buzağı büyüdü.250 kiloluk dev bir inek oldu. Bulunduğu odaya sığmayan inek üç katli evden vinçle indirildi.
IZMIR

9)Karadenizli iki kardeş çatıdaki hurdaları satmak istedi. Ağabey çatıya çıktı demir yığınlarını aşağıdaki kardeşine atmaya başladı. Kardeşi ise hepsini tuttu biri hariç: Buzdolabı. Onun da altında kalıp ağır yaralandı. Hastanede 'Hızlı attı tutamadım' dedi.
IZMIR

10)Yeni doğan bebeği seven bir dayı faciaya yol açtı. Bebeği 'Hoppala' diye havaya fırlattı. Talihsiz bebek tavandaki serinletici pervaneye çarparak öldü.
ANTALYA

Bir Tuvalet Haberi

Bir Tuvalet Haberi

Amerika'nın Seattle kentinde 5 milyon dolara mal olan kendinden temizlemeli tuvaletler rağbet görmeyince 5 tanesi 12,549 dolara internet üzerinden satılmış. Dört yıl önce şehre yerleştirilen bu tuvaletler geçen zamanda turistlerin ve halkın ilgisini ilk zamanlarda çekmesine rağmen ilginin (!) azalması sonucu şehir konseyi kararıyla internet üzerinden düşük maliyetle satılmak zorunda kalınmış.

İnternetten gelen teklif sayısı ise 148 imiş. Bu da günün internette rastladığı ilginç bir tuvalet haberi olarak bu satırlarda yerini aldı.

garip yasaklar(ilginç)

Arabasının altında birinin bulunduğunu gören sürücününotomobilini çalıştırması yasaktır. (Danimarka)
Otomobilinin karşısına at arabası çıkan sürücü, otosunukenara çekmek zorundadır. (Danimarka)
Demiryolunda öpüşmek yasaktır. (Fransa)
Domuzlara “Napolyon” isminin verilmesi yasaktır.(Fransa)
Yağmur yağarken çimler sulanamaz. (Kanada)
Koleje gitmek için entelektüel biri olmak zorundasınız.(Çin)
Kapılar ve pencereler pembe renkte olmak zorundadır.(Kanada-Kanata)
Ağaca tırmanmak yasaktır. (Kanada-Oshawa)
Bank Street’te pazar günleri dondurma yemek yasaktır.(Kanada-Ottowa)
Yong Caddesi’nde ölü atları pazar günü sürüklemekyasaklanmıştır. (Kanada-Toronto)
Kadınların toplu taşım araçlarında çikolata yemesiyasaktır. (İngiltere)
Tropikal balık satıcıları hariç Kadınların halka açıkyerde üstsüz gezmesi yasaktır. (İngiltere-Liverpool)
Etek giyen erkekler tutuklanır. (İtalya)
Pazar günleri balık avlamak yasaktır. (İskoçya)
İnek sahiplerinin sarhoş olması yasaktır. (İskoçya)
Kapınızı çalıp sizden “klozetinizi isteyen birini” içerialmak zorundasınız. (İskoçya)
Pazar günü çamaşır asmak yasaktır. (İsviçre)
Çocukların sigara satın alması yasak, içmesi serbesttir.(Avustralya)
Patikada sağ elinin üzerinde amuda kalkarak yürümekyasaktır. (Avustralya)
Pazar günleri pembe pantolon giymek yasaktır.(Avustralya-Victoria)
Araba kullandığınız zaman gömlek giymek zorundasınız.(Tayland)
İç çamaşırsız gezmek yasaktır. (Tayland)
Metroda sakız çiğneyen tutuklanır. (Singapur)
Kuaförde saç kurutucusunun altında uyuyan kadın ve salonsahibi para cezasına çarptırılır. (ABD-Florida)
Hollywood Bulvarı’nda 2 binden fazla koyun varsa arabakullanmak yasaktır. (ABD-Hollywood)
Sanık sandalyesinde ağlamak yasaktır. (ABD-Los Angeles)
U dönüşü yapmak yasaktır. (ABD-Teksas)
Evde içki içmek yasaktır. (ABD-Indiana)
Birisinin arkasından konuşmak ve dedikodu yapmakillegaldir. (ABD-Indiana)
Berberlerin çocukların kulağını kesmesi yasaktır.(ABD-Indiana)
Polisler, ikaz etmek amacıyla köpekleri ısırabilir.(ABD-Ohio)
Birine yılan atmak yasaktır. (ABD-Ohio)
Eşeklerin banyo küvetinde uyuması yasaktır.(ABD-Arizona)
Çorbayı höpürdeterek içmek yasaktır. (ABD-New Jersey)
Ayakkabıyla uyumak yasaktır. (ABD-Oklahoma)
Lolipop yemek yasaktır. (ABD-Washington)
Buzdolabının kapısı açıkken önünde uyumakyasaklanmıştır. (ABD-Pennsylvania)
Banyoda şarkı söylemek yasaktır. (ABD-Pennsylvania)
Ana caddede traş olmak yasaktır. (ABD-Mississippi)

haipsten kaçma denemesi

Amerika'da, müebbet hapis cezasına çarptırılan bi adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyomuş. Bi gün bahçede volta atarken gardiyanların bi tabutu cenaze arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası büyük bi cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bi gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş.
Gardiyan adama, gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracakmış.

Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler.

Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bi zaman geçip de hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. "Acaba kendim çıkabilir miyim?" diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!..,

martıların efsanesi

Bundan yüzyillar önce deniz aşırı, çok güzel bir ülke varmış.
Tabi her masalda oldugu gibi bu masalda da o ülkenin bir kralı ve
tabii ki bir de prensesi varmis. Prenses dünyalar güzeli bir
kızmış.
Kral ona bakılmasını yasaklamış, her gün dolaşmak
için saray
muhafızları
ile sarayın dışına çıkacağı ilan edildiginde halk eğilir ve
gözlerini
kapatır,
ya da evlerine kaçışırmış. Onu görmenin bedeli ölümle
cezalanmakmış.

Günlerden bir gün yine prenses dolaşmak için çıktığında; fakir
bir köylü
delikanlı herşeyi göze alarak başını kaldırmış ve prensesle
göz göze
gelmişler... O an fakir delikanlı prensese inanilmaz bir aşkla
tutulmuş.
Prensesin derin bakışlarının da boş olmadığını düşünmüş
ve günlerce
uyuyamamış. Fakir delikanlı ölümü bile göze almak pahasına,
prensesi
bir kere daha görmek için uğraşmış durmuş. Bu arada güzel
prenses de
onu tutulmuş onun zarar görmemesi için günlerce kendini saraya
kapatmış.
Sonunda dayanamayan fakir delikanlı her şeyi göze alarak gizlice
sarayın
bahçe duvarına tırmanmış ve prenses ile bir kere daha göz göze
gelmişler.
Fakir delikanlı hemen duvardan atlamış ve prensesle konuşacağı
anda
saray muhafızlarına yakalanmış. Kralın karşısına çıkarılan
delikanli
ölümle
cezalandırılacağını bildiğinden krala prensese duydugu aşkını
anlatmış.

Kral ölüm emrini vereceği anda prensesin yalvarışlarına
dayanamayarak delikanlıya başka bir ceza vermeyi kabullenmiş.

Hemen bir gemi hazırlattıran kral, gidilebilecek en uzaktaki adaya
bir fener
yaptırmış ve fakir delikanlıyı da o adada yanlız yaşamaya mahkum
etmiş...

Aradan bir kaç ay geçmesine rağmen prensesi unutamayan delikanlı
prensese olan aşkını kağıtlara dökmüş ve martılara anlatmaya
başlamış...
Artık bütün martılar fakir delikanlının prensese olan aşkını
anlamış
ve yazdığı mektupları prensese götürmeye başlamışlar...

Zamanla
prensesin de yazmış olduğu mektupları fakir delikanlıya götüren
martılar
aracılığı ile iki gencin arasındaki aşk iyice büyümüş. Ta
ki... Bir sabah
sarayın bahçesinde
kahvaltı yaparken prensesin odasının
penceresine
ağzında bir mektupla konan martıyı kralın görmesine dek. Tabii
korkulduğu gibi olmamış... Martıların bile aracı olduğu İki
gencin
arasındaki büyük aşkı anlayamadığı için kendisinden utanmış
ve
ağlayarak kızına sarılan kral, hemen bir gemi göndertip fakir
delikanlıyı getirtip kendisi ile evlendireceğini söylemiş.

Buna duyunca çok mutlu olan prenses hemen delikanlıya bir mektup
yazmış ve olanları anlatmış. Bu arada mektubu
götürmek için
bekleyen
martıya da tüm martıların düğünlerine davetli olduğunu
söylemiş.
Buna çok sevinen martı mektubu bir an önce ıssız adaya götürmek
için
yola çıkmış. Tam
yolu yarılamışken yanından geçen bir kaç
martı
arkadaşına haber verip hepsinin düğüne davetli olduğunu söylemek
için gagasını açtığında mektubu düşürmüş. Tüm martılar
hep birlikte
mektubu aramaya başlamışlar. Fakat bir türlü bulamamışlar...

Bu arada prensesten mektup alamayan aşık delikanlı, yazmış olduğu
mektupları göndermek için bir tek martı bile bulamamış... Biraz
ilerisinde uçuyorlar fakat yanına gitmiyorlar ve mektubu
ariyorlarmış...

Prensesin kendisini artık unuttuğunu, istemediğini, martıların da
onun için
yanına gelmediğini sanan delikanlı üzüntüsünden sonunda
kendisini
fenerden kayaların üzerine atarak intihar etmiş. Olanlardan habersiz
kralın
gemisi adaya vardığında fakir delikanlının soğuk bedeni ile
karşılaşmışlar...

İşte o gün bugündür, martılar o mektubu ararlar. Mektubu bulup,
o inanılmaz sevgiyi geri getirebileceklerine, her şeyi
düzelteceklerine, inanarak hep denizler üzerinde uçuşup dururlar

Mezarlıktaki gizemli gece

MEZARLIKTAKI GIZEMLI GECE


Bir mühendis olan Necdet Durmaz kendi otomobiliyle yolculuga çikmisti. Çalismakta oldugu firma tarafindan görevlendirilmis ve Istanbul'dan Malatya'ya gidiyordu. Bu ildeki fabrikada bir arizayi acilen gidermesi gerekiyordu.

Ancak yol üzerindeki Kirsehir'in Derebayiri geçerken otomobili bozuldu. Hemen köylülerden yardim istedi. Aksam vakti oldugu için kimse bir sey yapamiyordu.Necdet Durmaz geceyi mecburen orada geçirecek, sabah olunca da yakindaki bir kasabaya otomobili çekilecekti.

Kendisine hemen Köy Misafirhanesi'nde yer verildi. Necdet Durmaz burada bir süre dinlendikten sonra muhtarin yanina gitti. Muhtar misafirlerini en iyi sekilde agirlamak için her türlü ayrintiyi düsünüyor, otomobilini de merak etmemesini sorunu çözeceklerini söylüyordu. Muhtar, Necdet Durmaz o gece köy meydaninda düzenlenecek olan dügüne davet etti.

Mustafa Belli köy meydanina geldiginde , bütün kalabalik oraya toplanis egleniyordu. Davullar zurnalar çaliyor, köy halki halay çekiyordu. Bir süre sonra Necdet Durmaz gürültüden uzaklasmak için kalabaligin arka tarafina yürüdü. Agaçlarin basladigi yerde tek basina duran çok güzel bir kiz gördü. Yanina yaklasti ve onunla tanisti. Bu genç kiz köyde ögretmen olarak çalisiyordu. Istanbul'dan gelmisti.

Birlikte korulugun içinde yürüdüler. Hava oldukça serin oldugu için, Necdet Durmaz genç kiza ceketini verdi. Korulugun bittigi yerde, tepe basliyordu. Genç kiz daha fazla eslik etmemesini, evinin o tepenin ardinda oldugunu söyledi. Orada ayrildilar.

Necdet Durmaz ne o gece , ne de ertesi sabah genç kizi aklindan çikaramadi. Onu tekrar görmek istiyordu. Köy muhtarina gidip, durumu anlatti ve genç kiz hakkinda bir seyler ögrenmek istedi. Ancak o bunlari anlatirken, muhtar saskinlik içinde onu dinliyordu. Çünkü bahsettigi ögretmen geçen kis evinde çikan yanginda ölmüstü.

Muhtar Necdet Durmaz'i ikna edemedi ve birlikte o tepenin ardina hala yikintilari duran eve gittiler. Necdet Durmaz'in bunu anlayabilmesi olanaksizdi. Verdigi tüm bilgiler dogruydu ancak ona, bu genç kadinin artik yasamadigi söyleniyordu.

Muhtar sonunda dayanamayarak Necdet Durmaz'i genç kizin mezarina götürdü. Köy mezarligina girdiklerinde onlari bir sürpriz bekliyordu. Uzakta duran bir mezar tasinin üstünde Necdet Durmaz'in ceketi asili duruyordu

ALINTIDIR...

11in anlamı nedir?garip

New York City 11 harften olusur
-Afganistan 11 harften olusur
-Ramsin Yuseb (1993 te ikiz kuleleri tehdit eden teroristin adi) 11 harften olusur
-George W. Bush 11 harften olusur
Bunlar tesaduf olabilir evet, peki ya asagidakiler?

-New york, Amerika'nin 11. eyaleti
-ikiz kulelere carpan ilk ucagin ucus numarasi 11 di
-11 numarali ucus 92 yolcu tasiyordu 9+2=11
-Ucus numarasi 77 olan ve kuleye carpan ikinci ucakta 65 yolcu bulunuyordu 6+5=11
-Olay 11 eylulde yani 9/11 de meydana geldi 9+1+1= 11
-911 ayni zamanda Acil Servis numarasidir 9+1+1=11
-11 Eylul yilin 254. gunudur 2+5+4=11
-11 Eylul'den sonra yilin sonuna 111 gun kalir
-Madrid'teki 3/11/2004 te meydana gelen terrorist saldirisi ikiz kulelere olan saldirilardan 911 gun sonra meydana geldi

Peki devamı sizce tesadüf mü?

-Bildiginiz gibi Amerikanin sembolu kartaldir;
.Kuranda (9:11) numarali ayet derki; Arapogullari'ndan biri zalim Kartali uyandiricak.Zalim kartal ofkesini Allah'in topraklarindan(arap topraklari) alicak.Insanlar caresizlik icinde olaylari izlerken bircok insan Kartal'in yaptiklarini sevincle karsilicak.ve en sonunda baris gelcek.(ayet numarasina bakin)

Şimdi Sıra EN İLGİNÇ OLAN OLAYDA


1. Bilgisayarinizda en basitinden yeni bos bir windows .txt (text) NOT DEFERİ dosyasi acin. (Başlat-Programlar-Donatlar-Not Defteri)
2. Icine buyuk harflerle Q33 NY yazin. (bu kulelere carpan ilk ucagin havaalanindaki kapi cikis numarasi)
3. Q33 NY yazısını kopyaliyormus gibi mouse'unuz sol tuşu ile seçin (highlight)
4. .txt (font size) sayfa ayarlarından yazınin boyutlarını büyütün, 48 e ayarlayin (BİÇİM - yazı tipi)
5. ve son olarak Yazı tipini wingdings olarak değiştirin..

Allaha inanmayan profesor

Amerika’daki Kuzey Kaliforniya Üniversitesi’nde, hayatını insanları Tanrı inancından vazgeçirmeye adayan bi felsefe profesörü varmış. Bu herif bütün bi dönem boyunca öğrencilerine Tanrı’nın olmadığını kanıtlamaya çalışırmış. Her sömestr sonunda da, “Eğer aranızda hala Tanrı’ya inanan varsa hemen ayağa kalksın” diyerek bitirirmiş dersini. 20 yıl boyunca onun tersi düşünen pek çok öğrenci olmasına rağmen kimse ayağa kalkmaya cesaret edememiş. Çünkü hoca sözlerini bitirdikten sonra cebinden bir yumurta çıkarıp, “Afferin! Zaten eğer Tanrı gerçekten olsaydı işte bu yumurtanın kırılmasını önlerdi” diyerek yumurtayı yere doğru bırakırmış. Sonra da yumurtanın kırılmasını zevkle seyreder, kahkahalar atarmış. (pis adam) Ve maalesef, pek çok öğrenci bu gösteriden etkilenir, Tanrı’nın varlığı konusunda şüpheye düşermiş.
Ancaaak, 20 yılın sonunda “mümin” bir öğrenci, profesörün nasıl bi kişiliğe sahip olduğunu duymuş olmasına rağmen felsefe dersi zorunlu olduğundan bu sınıfın öğrencisi olmuş. Hocanın garip mantığından korktuğu için de üç ay boyunca bütün herşeyi itiraz etmeden dinlemek zorunda kalmış. Derken son gün gelip çatmış. Adet olduğu üz’re hoca son gösterisini yaparak dönemi bitirecekmiş. Fakat, “Aranızda hala Tanrı’nın varlığına inanan varsa şu an ayağa kalsın” dediği anda sınıftaki 300 öğrenciden biri olan koyu hıristiyan genç ayağa kalkmış, “Yanlış yapıyosunuz sayın hocam. Ben bütün kalbimle Tanrı’nın varlığına inanıyorum” demiş. Zaten bu, hocanın da yıllardır beklediği anmış. Yumurta testi çok daha keyifli olacakmış böylelikle. Hemen cebinden yumurtayı çıkarmış, “İyi o zaman, hadi Tanrın bu yumurtayı kırılmaktan kurtarsın da görelim bakalım” diyerek yumurtayı yere doğru bırakmış.

Sınıftaki herkes nefesini tutmuş. Herşey ağır çekim gibiymiş. Yumurta yere doğru düşmüş düşmüş düşmüş ve yere çarpıp zıplamış, or’dan bi daha gerisin geri aynı hızla yere çarpmış ama KIRILMAMIŞ! Bunu gören felsefe profesörü ne yapacağını bilemeden, sararmış suratını öğrencilerden gizlemeye çalışıp sınıftan koşarak kaçmış. Kalan öğrenciler, “koyu katolik” gencin önderliğinde o gün ve o gece, sabaha kadar ilahiler söylemiş sınıfta.

22 Eylül 2008 Pazartesi

Bunu okuyunca gerçekten üzüleceksiniz..

Amerika'da bir baba ve oğlu beraber bir karavan yolcuğuna çıkmışlar. Alternatif bir tatil yapmayı planlıyorlarmış. Belli bir yol güzergahı çizmedikleri için macera olsun diye anayoldan sapıp, dar bir yola girmişler. Bayağı bir yol gittikten sonra çöl gibi bir yere varmışlar. Etrafta in cin top oynuyormuş. Bu sırada adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. Hemen haritayı açıp en yakın yerleşim yerini aramışlar. Karavan bir süre daha gittikten sonra, benzin bittiği için yolda kalmış.
Baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. Ancak çocuk bulundukları yerden hiç hoşlanmamış. Babasına kendisini de götürmesi için yalvarmış. Ancak adam çocuğun onu yavaşlatacağını düşündüğü için, karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek çıkmış. Cep telefonunu da çocuğa bırakmış. Çocuk korku içerisinde beklemeye başlamış. Bir saat geçip babası geri dönmeyince paniğe kapılmış. Bir zaman sonra, karavanın tavanından "pıt pıt pıt" diye sesler gelmeye başlayınca telefona sarılıp, eyalet polisini aramış. On dakika sonra kasaba şerifi karavana ulaşmış. Şerif ve yardımcıları kapıyı kırarak açmışlar. Çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının kasabaya gittiğini, ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış.
Ama şerif çocuğa bakacağına karavanın altında durduğu ağaca bakıyormuş. Sonra yardımcısına "Çocuğu buradan uzaklaştırın" deyince, çocuk arkasını dönüp ağaca bakmış ve düşüp bayılmış. Meğer karavanın üzerine pıt pıt diye damlayan, ağacın dalına asılmış olan babasının kafasız cesedinden akan kanın sesiymiş.




idama mahkum adama uyglulanan garip deney

İdam mahkumu olan bir adam üzerinde bilimadamları bir deney yapmaya karar verirler. Mahkuma onu neşter ile bileklerini keserek öldüreceklerini söylerler. Adama bir kaç gün süre verip ölüm şeklini benimsemesini sağlarlar.

İdam anı gelip çatınca adamı bir sedyeye yatırıp gözlerini ve kollarını bağlarlar. Adama son duasını yapması için biraz süre verirler.

Mahkum hazır olduğunu söyleyince bileklerini plastik neşterlerle kesermiş gibi yaparlar. Bu esnada da bir yeni kesilmiş bir koyundan alınmış sıcak kanı mahkumun bileklerine akıtmaya başlarlar. Bu olaylar sonucunda mahkum bir süre titreyerek ve bağırarak can verir

bilgisayar başında ölenlerde var...

Bilgisayar başında ölenler de var
54 yaşındaki Childress H. Wanamaker, ABD'nin New York şehrinde bir yeni medya şirketinde muhasebe müdürü olarak çalışmaktadır. En büyük korkusuysa internette takip ettiği 48 tartışma grubundaki olaylardan geri kalmaktır.

Bilgisayar başından asla kalkmadığı için zamanla yemeklerini de aksatmaya başlar. 26 yıllık karısı yemeklerini tepsiyle önüne getirir ama bu bile onun ellerini klavyeden kaldıramaz. Kayıtlarına göre Wanamaker tartışma gruplarına ortalama her iki dakikada bir mesaj yazar. Oğlu Lucian'ın onu kaldırmak için arabasının çalınmakta olduğunu söylemesi bile Wanamaker'ı kıpırdatmaz. Raporlara göre son dönemlerde ilgili ilgisiz her tartışmaya dalarak laf yetiştirmeye başlar. Buna ek olarak bu forumların içinden 15 bin 250 kişiyle de düzenli olarak mesajlaşır. 375 blog sitesini takip ederken bir de kendi blog sitesini kurmaya kalkar.

Sonunda Wanamaker evinde bilgisayarı başında açlıktan ölmüş olarak bulunur! İnternetin en derin yan etkisi olarak tarihe adını yazdırarak aramızdan ayrılır. Üstelik forumlarda hâlâ adı geçiyor. Ne yazık ki cevap veremiyor



Bir diğer vaka ise japonyada meydana gelir...
Knight Online bağımlısı olan Urushi Nami adındaki yanlız yaşayan genç Knight Online oynarken pc başında 4 gün geçirdikden sonra açlıkdan hayatını kaybeder...( Bu olayın Japko serverinda meydana geldiğini ve duyulmaması için Japko yoneticilerinin gencin yakınlarına buyuk miktarda para ödedikleri soylenior)


Bunun için bilgisayara internete ve Online oyunlara bağımlı olmaktan kaçının
SAYGILAR.....

PKK'LıLaRıN saklandığı mağara duvarında yazılmış bir yazı ...

PKK'LıLaRıN saklandığı mağara duvarında yazılmış bir yazı ...

--------------------------------------------------------------------------------


PKK'LıLaRıN saklandığı mağara duvarında yazılmış bir yazı

eğer bir asker sizi gördüğü zaman durmadan ateş ediyorsa bilinki o acemidir kurşununun bitmesini bekleyin, bittiği zaman gidin kafasına sıkın.
.................................................. ..................
eğer sadece sizi gördüğü zaman ateş ediyor saklandığınız zaman duruyorsa o bir komandodur, kaçın ve canınızı kurtarın.
.................................................. ..................
eğer sizi gördüğü zaman ortadan kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilinki o bordo berelidir merak etmeyin o sizi bulur...

dehşet

Dehşet, 29 Temmuz 1976’da Bronx’ta iki genç kadın bir arabanın içinde vurulmuş olarak bulununca başladı. Arabaların içindeki genç çiftler ve genelde sevgililer hedef olarak seçilmekteydi. Bir seferinde evlerinin önünde merdivenlerde oturan iki genç kadını öldürdü. Bir defasında da okuldan eve gitmekte olan genç bir kadını vurdu. Kadın dehşet içinde elindeki kitapla yüzünü kapattı. Katil ateş etti ve önce kitap parçalandı, sonra da kadının kafası. Bu saldırılar sona erdiğinde New York’lu 6 genç ölmüş, 7 genç ise ağır yaralanmıştı.

New York’un eğlence aleminin en hareketli yıllarıydı. İnsanlar, apartman topuklu ayakkabılar, bol elbiseler giyiyor, küçük aynalardan yapılmış bir küre tavanda dönerken Be Gees müziğinde dans ediyorlar ve bu muhteşem şehrin gecelerinin tadını çıkarıyorlardı. 1976-1977 yıllarında elinde bir 44’lüğü olan biri sokaklarda dolaşıp insanlari öldürmeye başlayınca herkesin tadı kaçtı. Ve ona ‘44 Kalibrelik Katil’ adını taktılar.

Yine çifte cinayetin işlendiği bir mekanda polis, uzun ve saçmalıklarla dolu bir not buldu. "Ben Sam’in oğluyum. Küçük bir veledim." O andan itibaren bu acayip lakabıyla anılmaya başlandı.

13 ay boyunca şehir korkunun pençesinde kıvranırken polis herhangi bir şey bulamadı. Olayın çözülmesi 35 dolarlık bir park cezası sayesinde gerçekleşti. Bir çift vurulduğu zaman bir tanık olay yerinden bir aracın uzaklaştığını görmüştü. Önemli olan ise bu araca park cezası kesilmiş olmasıydı. Bilgisayar kayıtlarından Yonkers’ta yaşayan tombul suratlı bir postahane görevlisi olan David Berkowitz olduğu tespit edildi. Adamı yakaladıklarında arabasının bagajında bir cephanelik buldular. Sam’in Oğlu bir katliam planlıyordu. Long Island’da bir diskoya intihar saldırısı yapacaktı. Temmuz 1976 - Mart 1977 arasında faaliyet gösteren David Berkowitz, ufak tefek olup paranoyak ve şizofrendir. Mahkeme akli dengesinin yerinde olduğuna karar verip 365 yıl hapse mahkum etmiştir.

60'lara damgasını vuran seri katil Charles Manson ise, 70'lerin ki de David Berkowitz'dir aslında. Oysaki kendisi uzunca bir süre hak ettiği ilgiden yoksun kalmıştır ve alt kültürde biraktığı derin iz ancak '90 sonları gibi yüzeye çıkmaya başlamıştır. Summer of Sam filminde, sevimli, tombul ve sürekli gülümseyen bir yüzü vardır. Ama cinayet işlerken de gülen bu sevimli yüze fazla güvenmemek gerekir.

Kurbanları ve öldürüldüğü tarihler:

29 Temmuz 1976 - Donna Lauria (18) Jody Valenti (19), 23 Ekim 1976 Carl Denaro (20), 26 Kasım 1976 - Donna DeMasi (16) Joanne Lomino (18), 30 Ocak 1977 - Christine Freund (26) John Diel, 8 Mart 1977 - Virginia Voskerichian (19), 17 Nisan 1977 - Alexander Esau (20), and Valentina Suriani, (18), 31 Temmuz 1977 - Stacy Moskowitz (20)

1986 yılında David Abrahamsen tarafından yazılan "Confession of Son of Sam" adlı kitap ve Summer of Sam adlı film, David Berkowitz'i anlatan eserlerdir.

"Ben Sam’in oğluyum. Küçük bir veledim."
"Onları incitmek istemedim. Onları sadece öldürmek istedim"

Neydi neoldu...

İbrahim Tatlıses'in Şanlıurfa konseri sırasında keşfettiği çocuk Türkiye'de kısa sürede ünlendi.
Hatta bir programda Hülya Avşar kucağına alınca olay olmuş, dönemin bakanı devreye girerek Küçük İbo'yu korumaya almıştı.
Dönem 'küçük' furyası idi ve o da payını alıyordu.
Yıldızının parladığı günlerde, albümler, diziler yapan, çıkmadığı tv programı, ana haber bülteni bırakmayan sanatçı küçüklükten büyüklüğe geçişiyle birlikte popülerleğini yitirip gözden düştü.
Sakarya Üniversitesi'nde eğitim sürdüren küçük İbo'nun gözünde hep eski şöhret günleri vardı, arayışlarını sürdürdü ama her seferinde hep aynı duvara çarpıp geri döndü.
Küçük İbo şimdi Gaziosmanpaşa'da 15 metrekarelik bir evde yokluk içinde yaşıyor.
Kapısını çalanlar onun genç yaşda yaşadığı büyük yenilgiye tanıklık ediyor

Musluktan yılan çıktı(zaten anca Türkiyede olur)


Bu da oldu. Adana'da su içmek için musluğu açan çocuk, gördüğü manzara karşısında şok oldu...
Adana'da, bir evin musluğundan yaklaşık 30 santimetrelik yılan çıktı. Merkez ilçe Yüreğir'de yaşayan Kaygısız ailesinin 16 yaşındaki çocukları Emre, su içmek için açtığı musluktan su yerine yılan çıktığını görünce şoka uğradı. Mutfaktaki buzdolabının arkasına kaçan yılan Emre'nin bağırmasıyla mutfağa koşan anne Selma ve ağabey Ali Kaygısız, tarafından öldürüldü.
Yaşadığı olayın şokunu üzerinden uzun süre atamayan Emre Kaygısız,su içmek için açtığı musluktan yılan çıktığını belirterek, Mutfakta su içmek için bir bardak aldım. Bardağı musluğun altına tuttum. Musluğu açtım su gelmedi. Daha sonra yılanın başı göründü. Ben önce pis su sandım, ama yılan birden düşüverdi ve kaçtı. O an çığlık atmışım" dedi."Su alırken başka bir yöne baksam, su içmek yerine yılanı yeme durumuyla karşı karşıya kalabilirdim" diyen genç, artık musluktan su içemediğini kaydetti.
Anne Selma Kaygısız ise, yılanın çıkmasıyla birlikte musluktan su içemez duruma geldiklerini ifade etti.

İnsan beyninin gücü

Polonya'daki Lodz kasabasından çıkan tren, dükkanlara dondurma dağıtır. Görevlilerden ikisi, dondurmaları dükkana taşımak için dondurma
dolabının içine girer. O sırada dolabın kapağı kapanır ve içerde
kalırlar. Dolabın kapağını vururlar ama onları duyan kimse yoktur. Öleceklerini anlarlar ve sürekli kendi kendilerine "Donucaz, donucaz..." diye mırıldanırlar. İçlerinden bir tanesi kağıda "Yavaş yavaş tenimiz donmaya başladı, artık dayanamıyoruz." diye yazı yazar. En sonunda bunlar donucaz diye diye donarak ölürler. O akşam onları orada bir kasabalı bulur ve polise haber verir. Olay yerine gelen polis bunların otopsisini yaparak donarak öldüklerini kamuoyuna açıklar.

AMA DOLAP SABAHTAN BERİ ÇALIŞMIYORDUR...

Yahudilerin İtirafları

arkadaşlar bu yazıya 5 dakikanızı verip okursanız yahudilerin ne derece kurnaz olduklarını ve dünyayı kimlerin yönettiğini anlarsınız bende ilk okuduğumda çok şaşırdım
Not: bazı arkadaşlarımız yazı yüzünden bana laf atıyolar bu yazıyı yazan yahudilerdir ve tamamen gerçektir !


Dunyada insan olarak bir mahluk varsa bilki yahudidir.Bizden gayrisini insan seklinde yaratiklar duyun ve bunlarin hepsi biz yahudiye hizmet etmek icin yaratilmislardir. Onlardan faydalanabilmem icin icin hile, yalan, rusvet, dalavere ve sahtekarligin her turlusu serbestir. Hatta yahudiye yahudiden baskasinin cani, mali, kanida helaldir. Bunu boyle bilin, hic birisinin sana aman demesine imkan verme, goz yaslarina aldirma. Muslumanla musluman, hiristiyanla hiristiyan, putperestle putperest ol. Iki yuzluluk maskesini kendine iyicene uydur. Taki onlarin mallarina, kanlarini eminceye kadar. Karda yuru ama izini belli etme, daima mahsum gibi gorun. Hakkı yenmis magdur insanlar gibi davran, ama sen kimseye acima, kendi irkindan baska bir insan icin kalbinde sevgi ve merhamete yer verme. Sizler hiristiyan avrupalilari, müslüman turkleri insan mi sanirsiniz, onlarin tumu biz yahudinin binegi ve kolesidir, tipki bir merkep gibi. Tevrati oku ve yahudi neymis ögren. Biz bizden olmayan bir milletin yonetimi altinda olsak bile onlarin efendisi olmayi biliriz., cunku para bizdedir. Paraya sahip oldugumuz muddetcede en akilli millet biziz , onlar devletin kendi idereleri altinda oldugunu sanarak ancak kendilerini aldatirlar. Bir yede savas mi cikmistir bilin ki bizim elimiz vardir. Ikimci dünya savasininda gercek galibi bizleriz.
Sosyalizm, kominizm, liberalizm,alevilik bizim buluslarimizdir ve bu buluşlarimiz sayesinde biz huzur içinde yasarken diger milletler bir birlerini yerler. Bunulada kalmayiz geleneklerine milliyetine bagli, dinine suurla sarilan her millet bizim dusmanimizdir. Boyle milletleri yeryuzunden silmek icin butun silahlarimizi kullaniriz. Ozellikle kendi basinimizi, filimlerimizi. Kardesi kardese dusurup meshep kavkalarini cikartiriz. karsimiza ahlakla cikarlarsa onu berteraf edebilmek icin moda icad eder kumari, fuhsu yayar sexi destekleriz, onlar acz icine dustukce biz kazaniriz. Sunu bilki biz yahudiler; israilliler ancak kendi icin yasar dunya yansa bizim tugumuz dahi kipirdamaz. Yahudiden gayri milletleri yilan bileceksin zehrini dilinden koparip atacaksin, zararsiz hale getireceksin. Filistindeki gibi, abtallastiracaksin sirtindan derisini yuzup faydalanacaksin. Hitlerden pay bic kendine, biz yahudiyi en iyi anlayan dahi bir adamdi o. Biz yahudiler özellikle bulundugumuz toplumda milli iktisat ve ticaret duzenlenemez, ic huzur asla olmaz kazanclar bogaz toklugundan ote gecmez. Buna inanan dahi idi o, tibki sultan Hamid Han gibi, ne oldu akibeti_? ;sifir. Alamayadan kovdugu kadar yahudi doldu Almanyaya. MERCEDEZ , BMW , WOLKSWAGEN , hep bizim. Uzerinde UCGEN olan , ARSLAN resmi olup, bas harfi V ile baslayip turkce sozlukte manasi olmayan butun mamuller bizimdir. Mesela; VAKKO ,VESTEL, VITA, BP superV gibi vs....! Her cikardigimiz mamule sigaralara isaretlerimizi mutlaka koyariz. Yahudi ile asla bas edilemez, basini kaldiranin uzerine yumrugumuz iner.IRAK'taki gibi. Ticaret iktisat butun para borsalari bankalar ve hatta SSK TRT, sendikacilar yahudinin gizli elleri tarafindan idare edilir. Yahudi istedigi adami hatta istedigi milleti zengin, istemedigini fakir kilar. (ANCAK ALLAH YAPAR). Bir baskasini tutuyor oksuyorsa bu kendi menfeati icindir. Gorevini yapmayan ve yapmamakta israr eden koleyi ise oldurmekten cekinmez. Yahudi ancak baska bir yahudiyi sevebilir. ispanyollar bizi ulkelerinden kovduklarinda bizlere yer veren agirlayan Osmanli Devletini yikan yine biziz. Cunku bize zararlari olmaya baslamisti. Asirlardir Kudusu ellerinde tutan Sultan Hamit oraya yelesmemize izin vermedi. Tonlarca altin teklif ettik kabul etmedi, sonuc ne oldu ? O paranin cok daha azini harcayarak hallettik meseleyi ve onu Kizil Sultan ilan etti. Biz yahudiler yasamak icin yasatmayabiliriz. Hazreti Ali, Hazreti Osmanin arasina nifak sokan Muaviye, Yezid, Kerbela, CAMEL, hadiselerinide cikaranda biziz. Turkiyede'ki uc buyuk futbol takimi da bizim konturolumuzda, bu takimlarla kitleleri ve gencleri yonlendirir dusunmelerini onleriz. Toplumlar dusundugu zaman bizim sonumuz gelmistir. Toplumlarin dusunmemesi bizim sigortamizdir.SIYAH, BEYAZ,KIRMIZI bu uc reng birarada hangi mamul ve vasitada varsa bizimdir. Mesela : HURRIYET, COCA COLA, MARLBORA, INTER,DODGE, FARGO, AEG, ARCELIK, JPS, VESTEL, BILLUR TUZ, vs. Masonluk tarikatimizin rengi MAVi, BEYAZ, KIRMIZI Pepsideki, Sanayag daki, Mobil deki gibi. Rotary tarikatımizin rengi SARI KIRMIZI Lions tarikatinin rengi SARI LACiVERT cagrisimlarinida siz dusunun. Siren sesi ibadet hane miz Sinagok'a cagirma sesidir. Trafik isaretlerinde de kendi rengimizi ve ucgeni kullandik

Cesedi 3 yıl boyunca tv izledi

İngiltere'de yalnız yaşayan bir kadının cesedi ölümünden tam üç yıl sonra farkedildi

Polis, geçen ocak ayında Londra'daki evinde çürümüş halde bulunan cesedin Joyce Vincent'a (40) ait olduğunu açıkladı. Televizyonu hâlâ çalışır durumda olan Vincent'ın etrafının açılmamış Noel hediyeleriyle çevrili olduğu belirtildi.

2003'TE doğal nedenlerden ölen Vincent'ın kimliği dişçi kayıtlarından belirlendi. Polis, ölüm tarihini son kullanma tarihi Şubat 2003 olan ürünlerden ve mektuplardan tahmin etti.

İngiliz kadının cesedi, ona oturacak ev sağlayan kuruluşun, binlerce sterlinlik kira alacağını tahsil etmek istemesi sonucunda bulundu.

21 Eylül 2008 Pazar

canlı yayın rezaleti( mehmet ali erbil)



ATV'de canlı olarak yayınlanan 'Ya şundadır, ya bunda programının sunucusu Mehmet Ali Erbil, progra- mın devamlı katılanlardan birinin pantolonunu aşağı indirerek cinsel organının görünmesine neden oldu. Ekrana yansıyan görüntü çok sayıda izleyicinin tepkisini çekti.

Dün gece yayınlanan programın sunucusu Mehmet Ali Erbil, devamlı progra mına aldığı kişileri sahneye çıkararak, asker talimi yaptırmaya başladı. 'Asker eller havaya' diyen Mehmet Ali Erbil, bu kişilerden birinin arkasına geçerek pantolonunu indirdi. Cinsel organı ekrana yansıyan bu kişi hızla pantolonunu düzeltti. Kahkahayla gülen Erbil ise görüntünün ekrana yansıyıp yansımadığını sordu. Görüntü büyük tepki yarattı.

Yorum: Rtük, ekranda bu......nların porno film çevirmesini bekliyor zannımca.
Unutulmamalıdır ki bu tür iğrençlik ve ahlak yozlaşmasından yayının yapımcıları kanalı olduğu kadar izleyeni de sorumludur.

kalecinin büyüsü

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde bir futbol maçı sırasında kalecinin büyüyle maçı kazanmak istemesi üzerine çıkan kavganın ardından yaşanan izdihamda 11 kişi öldü.



BM'nin desteğindeki Okapi radyosunun haberine göre, ülkenin doğusundaki Kuzey Kivu bölgesinin Betumbo kentinde Nyuki ile Socozaki kulüpleri arasında dün oynanan maç sırasında, kaybeden taraf olan Nyuki takımının kalecisinin maçın kaderini değiştirmek için yüksek sesle büyülü sözler söylemesi üzerine iki takımın oyuncuları arasında kavga çıktı.

Futbolcuların kavgaya müdahale eden emniyet görevlisine taşla saldırması üzerine polis göz yaşartıcı gaz kullandı. Bunun üzerine kalabalığın stadyum çıkışlarına koşması sonucu çıkan izdihamda 11 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

Kaynak: SABAH

eski bir bordo bereli anlatıyor..

1)Amerika bize f-16 ları ilk gönderdiğinde mühendisler hemen işe koyuldular. Planları yapıyorduk ama hatalı çıkıyordu. Aksamında sorunlar vardı. Yapıp yapıp bozduk. Onlarca defa denedik. Amerikayı aradık ellerinden bir şey gelmeyeceği gibi laflar zırvaladılar. Bu ise o zamanın hava kuvvetleri komutanını o kadar kızdırmıştı ki mühendisleri bu iş için ayrı olarak görevlendirdi.2 aylık bir uğraşla amerikanın gönderdiği f-16 ların üzerinde öyle bir oynandı ki şu anda Amerika dahil
diğer ülkelerin ellerinde bulunan f-16 ların 3 katı daha teknolojik ve güçlü
4)sana kısaca Türk askerinin başarılarını, gerçek dış ülkelerde konuşulanları ve olası bir savaşta Türklerin ne yapacağını söyleyeyim.

a)Türk askeri dünyanın en iyi ve ciddi ordusudur(dünya ülkelerinin ortak yaptığı bir araştırmada Türkiyenin bu dalda ödülü var ve bunu alan baksa ordu yok)

b)Türk hava kuvvetleri dünyanın en iyi pilotlarına sahiptir. NATO ve birçok ülkenin pilotlarını eğitiriz. Amerikada düzenlenen gerçek savaş simülasyonunda(bu bir pc oyunu ama tam bir savaştır ve en üst derece dünya ülkeleri tarafından onaylıdır.) Burada dünyanın her ülkesinin en iyi pilotları savaşırlar. Bu stratejik simülasyon o kadar zordur ki 1 düşman uçağı indirmek bile çok zordur. Ama biz ne yaptık bizim bir pilotumuz tek basına iken 8 düşman uçağı indirmiştir. Bu başarısı amerikada olay oldu ve başkan Bush onu amerikan ordusuna alabilmek için neler neler yaptı ama alamadı.

c)Deniz kuvvetlerine yatırımımız çok yoktur. Deniz kuvvetlerimiz çok güçlü değildir ama buda bir stratejidir. 3 yanı denizlerle kaplı bir ülkede soruyorsun kendine değil mi? Nasıl bu ülkenin deniz kuvvetleri çok güçlü değildir diye. Onunda bir çaresini genel kurmay bulmuştur sana Rusların gemilerle boğaza girmek istediğinde karsılarına aniden çıkan o denizaltı olayını hatırlamanı istiyorum(bu olay karadenizden boğazlara geçmek istediklerinde karsılarına aniden çıkan denizaltıyla kaçmaları olayı. Dağın altında mağaralardan koskoca bir filo cıktı.

d)Profesyonel ve gerilla askerliğini en iyi bilen ordu bizdedir. Hala İsrail dahil birçok ülkeye dersler veriyoruz bu alanda. Kısaca şu zamanda Türkiyeye bir ülkenin saldırma olasılığının nerdeyse sıfır olduğunu ve TSK nın gücünün tüm dünyaca bilindiğini söyledi ve şu örnekle devam etti ihtilal bile olsa şu anda Türkiye dünyada en çok askeri çıkarabilen ülke ne Amerika nede 1.5 milyarlık Çin nede başka ülkeler. Türkiye 19.5 milyon asker çıkarabilir. Ben ona zamanında bordo bereli olmayı istediğimi söyleyince oda bordo berelilerden söz etmeye başladı.

garip

Anne : bunlar ne, kimin bunlar?
Cocuk : benim. mecburen benim. senin kocan var tabii istediğin zaman ..... afedersin.
Anne : terbiyesiz.
Cocuk : bu işler böyle anne. samimi olmaya çalışıyorum.

Anne : bunlar ne ?
Cocuk : sanki bilmiyosun ? biliyosan ne soruyosun ? national geographic gönderdi işte geçen hafta, eğitim cdleriymiş

Anne : bunlar ne bunlar?
Cocuk : bu at,bu eşek,bu köpek,bu da başrolde oynayan hatun...
Anne : derhal bi psikiyatrist bulmalıyım...

Anne : bunlar ne bunlar? cüce pornosu mu? yuh be oğlum!
Cocuk : birakmaya çalişiyorum anne

Cocuk : anne odami mi topladin yine?
Cocuk : ...
Cocuk : anne?
Anne : konusmuyorum ben seninle..

Anne : ulan hadi herşeyi bıraktım, neden hayvanlı porno!!!
Cocuk : köpek istemiştim küçükken, almadıydınız. içimde kalmış olacak...

Anne : bir açıklama istiyorum oğlum.
Cocuk : ee anne, şimdi her erkeğin... yani şimdi ergenlikteyken eee
Anne : o değil be, neden bu kadınların pplri var ?

Anne: Bu ne evladim izliyorum kaç saattir anlamadım böyle garip şekiller
Cocuk : hasss... o şey anne, bir kangurunun 12 parmak bağırsağı...
Anne : ah evladım keşke tıp seçmeseydin

Anne : bunlar ne oglum?
Cocuk : şey ee.. şöyle izah edeyim şimdi be..
Anne : seni evlendirmek lazım
Cocuk : böyle daha ucuz oluyo ama.. bu zamanda bi düğün nerden baksan 10 milyara patlıyo.. sonra ev tutcan, beyaz eşyası, mobilyası, dola..
Anne : tamam yaw ne yaparsan yap

Anne : bunlar ne olm?
Cocuk : peki sen nesin anne? sence anlami varmi dunyanin. 60 yil yasayip olucez ve anlamsizca topragin icinde curuyecegiz. sonuc itibariyle tensel zevklerin ve anlik kaygilarimizin hayatimizin onune gecmesi cok daha tehlikeli varolusumuzun amaci da bunun kadar amacsiz ve tehlikeli bi durum o yuzden sorgulama sadece hisset anne

Cocuk : anne naaptın yaaa...
Anne : olm ben ne bileyim bulunca patlıyacagini...baban gelene kadar çatıyı onarabilir miyiz...belki farketmez ha ne dersin...

Anne : oha oglum oha oha oooo haaaaa!!!!!
Anne : mertcan bunlar ne?
Cocuk : o elinde tuttugun jenna jamessonun son videosu, dikkatli ol anne, çizme cdleri..

Anne : nerden çikti bunlar?
Cocuk : sanki ben çikardim... kutuda duruyordu sen çikartana kadar...

Anne : nerden buldun bunlari?
Cocuk : parasiyla degil mi. verdim aldim iste...

Anne : napiyorsun bunlarla..
Cocuk : napicam, bakip bakip çekiyorum...
Anne : seni bir psikologa götürmeliyim..

Cocuk : tamam ya.. büyütme anne... al ordan 5 tane cd konu kapansin...
Anne : klik, klik.. mertcan bu dosyalar ne?
Cocuk : aman anne. sistem dosyalari onlar. dikkat et silme sakin..
Anne : ne sistem dosyasi oglum.. 12 gb sistem dosyasi mi olur?
Cocuk : ee.. virüs girmis herhalde...
Anne : yoo ben norton'u live update yapip full system scan ettim.. virüs falan yok...
Cocuk : eee.. anne o zaman seydir onlar ...
Anne : bunlarin hepsi divx.. üstelik 5.05'le codeclenmis.. ses içinde ac3 yapilmis..
Cocuk : hadi yaa.. nasil olur.. allaa allaa..
Anne : hepsi ayri ayri kategorilere ayrilmis bunlarin birde..
Cocuk : porno onlar anne.. pornooooooooooooooooooooooo!!!
Anne : bunlar ne?
Cocuk : onlar? hormonlarımın tavan yaptığı yıllarda eve hergün başka bi kızla gelmemi, herkes uyuduktan sonra sabahlara kadar tv başında oturmamı ve çadır olmasın diye sürekli evde kot pantolonla gezmemi engelleyen yayın organları onlar.. onlar sayesinde "Burakin çok sorunsuz bi çocukluk geçirdi" diyebiliyosun yani.. şimdi sıralarını bozmadan yerine koy, nostaljik değerleri çok yüksek.. hadi bakiim.
Anne : babanla geçen gün senin ortaokul yıllıklarına bakıyorduk..
Cocuk : (aassssstttiiiirrr) eee?
Baba : ne güzel sınıf arkadaşların varmış öyle geh geh geh...
Cocuk : ha evet bi tanesi bulgaristandan birisi de macaristandan ehe
Baba : geliyo şimdi bulgar macar usülü tokat..
Anne : evladim bu ne
Kız Cocuk : anne biraksana bunlari yaaa
Anne : evladim kocaman kiz oldun sen ne bunlar
Kız Cocuk : ama anne bilimsel takiliyoruz iste goruyosun bunlari gormezsek,anlamazsak napcaz sonra teknik ogreniyom ben hihihihi
Anne : ehieihiehieih kizim bi ara bunlari bana da seyrettirsene
Kız Cocuk : anne!!!
Anne : cüce?
Cocuk : eee kem küm
Anne : ...ve köpek?
Cocuk : öhöm ehe
Anne : neden show haberi kasede çekmişsin ki anlamadım?
Cocuk : hee.. ehe ehe haklısın annecim
Anne : ıyyy bunlar ne ?
Cocuk : eeeeeeeee , kara uzum habbesiiii lelele le canıımmm
Anne : ne diyorsun ?
Cocuk : bir mumdur,iki mumdur,uc mumdur
Anne : noluyor sana ?
Cocuk : hepiiimiiiz kardeeeesiiiizzzz
Anne : offfff
Cocuk : deli numarasini polis haric herkes yer genelde..
Anne : oğlum nedir bunlar?
Cocuk : ee bin kere sorduk size çocuk nasıl yapılır diye, sizin suçunuz

rekorlar (guiness)

T.c Guiness Rekorları

MUSTAFA TOPALOĞLU: Uzaya çıkmamış tek uzaylı olma rekoru...

B. ECEVİT: En seri başbakan olma rekoru...

HÜSAMETTİN ÖZKAN : En iyi yardımcı oyuncu rekoru..

S. DEMİREL : 40 yıl ülkeyi yönetip hiçbir terslikten sorumlu olmadığını
söyleyip umut olma rekoru...

T. ÇİLLER: Bir cümle içinde en çok pot kırma rekoru...

HÜLYA AVŞAR: Bir koltuğa bir bostan sığdırma rekoru...

M. BÜYÜKERMAN : Konusu her ne olursa olsun her soruya mankenlerden bahsederek yanıt verme rekoru...


ERKAN MUMCU: En hızlı çıkış , fırça yeme ve en hızlı özür dileme rekoru...

05 EDİ : Herkesle kavga edip sevilmediği halde , fenerlilerin oylarıyla yarışma kazanma rekoru...

VJ LER: 10 dakikada 20 kere evet ile başlayan cümle kurabilme rekoru...

VATANDAŞ: Batan bankaları vergileriyle kurtarma rekoru...

HINCAL ULUÇ : Maydanoza en çok benzeme rekoru...

FATİH TERİM : İtalyada bir yıl içinde iki kere tahta geçip iki kere tahttan indirilen tek imparator olma ve sadece mimiklerini kullanarak bir maçı 90 dk. anlatabilme rekoru...


MEDYA : Her dalda "en" olma rekorunu medya kırdı...

ORHAN PAMUK : En çok sattığı halde en az okunma rekoru...

BÜLENT KORKMAZ VE HASAN ŞAŞ : Futbol oynamak yerine yeşil sahada hakemle konuşma rekoru....

MUSTAFA DENİZLİ : Hiçbir maça aynı kadroyla çıkmama rekoru...

RAPAİÇ : En uzun adale sakatlığı geçirme rekoru...

REHA MUHTAR : Yetişkin ve sağlıklı bir sığırı 4 soruda yere yıkma rekoru..

BANU ALKAN : Şarkı söyleyerek bir göl dolusu kurbağayı kaçırma rekoru...

çok komik garantili

YENİDE SOYLUYORUM BİLMEYENLER İCİN KOYUYORUM.

Sene Bindokuzyüz çift sıfır (1900), ozamnlar elektrik yok mum ışığında televizyon izlioz,salı günü cuma namazı çıkışı,kavga cıktı kılıcı mı cektim 2 el ates ettim,ayagamdan vuruldum kafamı alçıya aldılar.

Gülün Eglenin xD

tc kimlikl no 000000000000

72 yaşındaki Ağrı doğumlu Güzel Çelik'in TC: kimlik numarası 11 adet sıfırdan oluşuyor. Çelik ninenin 11 sıfırlı (00000000000) TC Vatandaşlık numarası, nüfus idaresi çalışanlarını bile şaşırtıyor.

Peki bu nuramara özel mi, yoksa yanlışlıkla mı verildi?

Ziraat Bankası’nda emekli maaşını alırken ilginç numarası tespit edilen Güzel ninenin hesap numarasındaki TC numarasının bir yanlışlık sonucu kaydedildiği kesin. Mühür vurarak maaşını alan yaşlı kadının verilen bu TC numarası ile ilgili nüfus müdürlüğüne gidip, numarasını değiştirmesi isteniyor.

Bu, hem özel, hem de nitelikli numaranın yanlışlıkla bilgisayar tarafından verilebileceğini belirten nüfus müdürlüğü yetkilileri, “Türkiye’de böyle bir numara yok. Tek özel numara Mustafa Kemal Atatürk’ün nüfus kimliğine verilen 000000001881’dir. Bunun dışında numara yok “00000000000” numarası bizce numarası yok anlamı taşıyor. Bu anlamda sıfırlar konulmuştur, yada bilgisayar yanlışlık yaptı.” dediler.

box maçı



i,lginççç

en saçma haberler

İşte Weekly World News gazetesinin geçmişteki inanılmaz haberleri:

Titanik kurbanları yaşıyor!

Uzaylılar San Francisco’ya yerleşti

Amerikalı askerler bir meleği vurdu

Vampirler, ABD ordusuna saldırdı

Titanik kurbanları yaşıyor

Hitler bir vampirdi

Fidel Castro’yu uzaylılar iyileştiriyor

ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney bir robot

George Bush, Papa olmak istiyor

Ölüme çare bulundu

Hitler bir kadındı

Hesap ödenmeyince doktor ayırdığı siyam ikizlerini geri dikti

Koca Ayak bir oduncuyu kaçırdı ve seks kölesi yaptı

Elvis yaşıyor

Bir Alman elektrikli süpürgeyle evini süpürürken süpürge beynini yuttu

Alman bilim adamları 5 ABD başkanını kopyaladı

alıntılardır. bakıom bakıom sizlede paylaşıyorm daha önce kondumu bilemem

Adolfhitleri hiç böyle görmediniz..

http://www.iyiseyirler.net/izle/adolfhitlerihicboylegormediniz-3903



arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum

bukadarda olmaz diyceksiniz..

Bu Sabah Radyoda Bir Dj Haberleri Öyle Analiz Ederken Kulak Misafiri Oldum ve Sizinle Paylasmak istedim...
Konu Aynen şu Şekilde....


Çorumda Liseli Bir Genç Cep Telefonundaki Rehberde Bulunan
Herkeze Çağrı Atıp Birinin Çağrısına Cevap Vermemesi Durumunda intihar Edeceğini Söyledi... Rehberde Kayıtlı Herkese Çağrı Atan Genç Aradan Bir Kaç Saat Geçmesine Rağmen Kimse Çağrısına Cevap
Vermedi... Kendisinin Sevilmediği ve istenilmeyen Biri Olduğunu
Düşünen Genç Bunalıma Girdi Dediğini Yaptı ve intihar Etti... Polis
Olayla ilgili Soruşturma Başlattı... Edinilen Bilgiye Göre intihar Eden
Gencin Cep Telefonu incelendi ve Numarasının Gizli Konumda Olduğu Öğrenildi....